|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Tiyatro Oyunları, Skeçler, Piyesler, Oratoryolar, Rondlar, Monologlar, Dramalar, Canlandırmalar
HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR, RONDLAR, MONOLOGLAR, DRAMALAR, CANLANDIRMALAR)
Karakter Tahlilleri:
Öğretmen: 32 -33 yaşlarında, bakımlı, anlayışlı, öğrencilerini seven bir bayan öğretmen.
Alican: aşırı serbest ve aile sevgisinden yoksun büyüdüğü için çok yaramaz, söz dinlemeyen, hareketli bir öğrenci.
Ayı İsmail: Çok iri yapılı ve aynı zamanda aşırı kilolu, duygusal ve kırılgan yapılı bir öğrenci.
Maymun Naci: Yerinde duramayan, arkadaşlarıyla iyi geçinen bir öğrenci.
Zürafa Kemal: Boyu arkadaşlarına göre çok uzun. Okulun basketbol takımının as oyuncusu.
Fil Necla: Diğer öğrencilere göre kilo problemi olan bir öğrenci buna rağmen bir önlem almıyor, sürekli yemek yiyor.
Bilmiş Melek: Her konu hakkında bilgisi olan ve bu bilgilerini sırf kendini bilgin göstermek istediği için sürekli dile getiren, bu yüzden arkadaşları tarafından pek sevilmeyen öğrenci.
Sakar Kazım: Hareketlerini kontrol edemeyen, sürekli bir yerlere çarpıp bir şeyleri deviren bir öğrenci.
Yirmi öğrenci: Sınıfın diğer öğrencileri
Bakıcı: Ayıların bakıcısı, kırk beş yaşlarında bir adam ayıları gerçekten seviyor. Ayılar hakkında çok şey biliyor.
1. Perde:
Karakterler: Öğretmen sınıfın haylaz çocuğu Alican, Ayı İsmail, Maymun Naci, Zürafa Kemal, Fil Necla,Sakar Kazım, Bilmiş Melek, bunların dışında 20 öğrenci daha ve ayıların bakıcısı.
Mekan: Ankara Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi.
Konusu: Öğrencilerin, yaşadıkları şehri tanıma kapsamındaki gezilerden biri olan hayvanat bahçesi gezisi sırasında yaşanılanlar.
O sabah öğrenciler dersin başlama saatiyle derslikler yerine otobüslere hareket ederler. Bir haftadır planlanan gezi programı nihayet başlayacaktır. Çocuklar daha önce hiç görmedikleri hayvanları göreceklerdir. Öğrencilerin bu hayvanlar hakkındaki bilgileri ya kulaktan dolma ya da televizyon vasıtasıyladır. Görerek öğrenmeleri onlar için iyi bir fırsattır. Bu arada öğrenciler kendi aralarında bazı hayvan isimlerini lakap olarak kullanmaktadırlar. Hayvanların gerçek hallerini gördükleri zaman bu lakapların kimi zaman ne kadar doğru kimi zaman da ne kadar yanlış olduğunun farkına varırlar.
Alican: (Otobüse binme sırasında arkadaşlarına takılarak) Hişt hişt ayı, fil, zürafa, maymun akrabalarınızı ziyarete gidiyoruz .
Ayı İsmail: Ulan oğlum bana böyle hitap etme diye kaç defa söyleyeceğim. Hocam şuna bir şey söyleyin yaa.
Öğretmen: Evladım! Arkadaşlarınıza lakap takmayın. Bu terbiyesizce bir davranıştır. İnsanların dış görünüşleriyle alay etmeyin,ayıptır.
Maymun Naci: ( Lakabına yakışır bir şekilde yerinde zıplamaktadır): Fil bütün çerezleri sen mi yedin lan! Hayvanlara ne vereceğiz?
Fil Necla: Sana ne oğlum! Çerezleri kendim için aldım. Maymunları biz mi besleyeceğiz? Çok açsan yakala ha aha ha !
Öğretmen: Çocuklar sıraya geçin birazdan otobüse bineceğiz kimse sırasını bozmasın. Kemal arkaya geç oğlum senin boyun uzun.
Alican: Ne Kemali hocam? Zürafa o zürafa.
Öğretmen: Alican sen adam olmayacaksın evladım. Haftaya ailenle bir görüşelim.
Alican: Gelemezler hocam.
Öğretmen: Niye gelemiyorlarmış evladım?
Alican: Tatildeler de o yüzden hocam.
Öğretmen: Evladım sen nerede kalıyorsun peki?
Alican: Babaannemlerde hocam .
Öğretmen: O zaman babaannen gelsin.
Alican: (Sevinçle) Gelsin hocam gelsin babaannem beni çok sever, kızmayacağı kesin.
Öğrenciler otobüse biner.
2. Perde:
Öğretmen: Çocuklar daha önce hayvanat bahçesine giden oldu mu?
Öğrenciler: Hayııırrrr!
Alican: Gitmeye ne gerek var hocam etrafımız hayvan dolu.
Öğretmen: Alicaaaaan!
Öğretmen: Bakın çocuklar. Büyük şehirde yaşamanın bir çok artısı vardır. Sizlerin küçük yerleşim yerlerine göre imkanlarınız gerçekten çok iyi . Fakat bu kadar imkanınızın olmasına rağmen bu imkanları değerlendirmesini bilmiyorsunuz. Çevrenizi iyi tanımamışsınız. Biz bu gezileri yaşadığımız yeri daha iyi tanımanız için yapıyoruz. Hatırlarsanız geçen ay çevremizdeki müzeleri gezmiştik. Gideceğimiz yer, çok büyük ve karmaşık. Bu yüzden hiç kimsenin kaybolmasını istemiyorum . Herkesin bir arada kalmasını ve birbirini kollamasını istiyorum. Gözlemlemenizi istediğim şey. Hayvanların yaşam tarzları, yiyecek seçimleri ve hareketleri.
Alican: Sakar!! Yine bir şeyleri kırma sakın!! Geçen müzede kırdığın vazonun parasını müdür ödedi oğlum.
Sakar Kazım: O benim suçum değildi kardeşim!! Vazoyu yanlış yere koymuşlar. Hem vazo çarptı bana..
Alican: Diyelim ki vazo sana çarptı.. Çarpmaz ya.. Heykelle niye güreş tutuyordun oğlum?!
Sakar Kazım: Çok sahici yapmışlar oğlum..Ters ters bakıyordu,ben de sinirlendim. Ne bakıyon lan dedim, bir el ense attım, adam düştü, pardon heykel.
Öğrenciler: (Hep beraber gülerler) Aha aha aha ha.
3. Perde:
|
Hayvanat bahçesine artık gelinmiştir. Çocuklar sırayla hayvanat bahçesine girerler.
Öğretmen: Çocuklar ilk ziyaret edeceğimiz hayvan, aslan.
Alican: Hocam bir kilo şeker yaptırsaydık bari.
Bilmiş Melek: Aslanlar şeker yemez.
Alican: Biliyoruz. Sen espiriden ne anlarsın, bilmiş.
Öğretmen: Çocuklar fazla yaklaşmayın! Aslan hayvanlar içinde en tehlikeli olanlardan biridir. Ormanlar kralı olarak bilinir.
Zürafa kemal: Biliyorum hocam Türkiye liglerinin kralı da aslan.
Ayı İsmail: Hadi len ! fener o zaman boşuna mı lider?
Bilmiş Melek: Bir kere kartal kanaryayı yer. Hem kartallar yüksekten uçar. Kanat genişliği iki metredir. Kanaryanınki gibi on santim değil.
Alican: Bilmiş bunu bilememişsin. Kartalın kanadı kırık bu sene küme düşecek.
Öğretmen: Sessiz olun çocuklar gürültü yapmayın hayvanlar rahatsız oluyor. Evet neden bahsediyorduk.
Zürafa Kemal: Aslandan hocam aslandan.
Öğretmen: Evet çocuklar aslan etçil bir hayvandır. Avlanarak beslenir ve sürü halinde dolaşır. Burada gördüğünüz bir erkek aslandır. Erkek aslanları dişi aslanlardan ayıran en büyük özellik, yelesidir. Alican elini sokma oraya!
Alican: (Korkuyla irkilmiş bir şekilde) Ne oldu hocam?
Öğretmen: Ben sana etçildir diyorum sen kafesten içeri elini sokuyorsun. Aslanı iyi tanıdınız mı çocuklar?
Öğrenciler: Eeeeveeet!
Öğretmen: Şimdi ziyaret edeceğimiz hayvan maymun.
(Maymunları gören çocuklar hep bir ağızdan)
Öğrenciler: Naci sizinkiler burada lan!
Naci: ( Gülerek) Boş durmayın o zaman besleyin fukaraları.
(Öğrenciler ceplerinde getirdikleri fındık fıstıkları çıkararak maymunlara atarlar.)
Öğretmen: Çocuklar! Yasak! Görmüyor musunuz? Hayvanlara fındık fıstık atmak yasak yazıyor.
Alican: Hocam o zaman Naci ‘yi besleyelim. Naci yakala olum.
Maymun Naci: Oğlum şunlara bak ya ben bile bunlardan daha iyi sallanıyorum. Alican şuna bak geçen yaptığım hareketin aynısını yapıyor. Kimden öğrendiler lan benim hareketleri?
Alican: Belki hocalarınız aynıdır.
Öğretmen: Çocuklar beni dinleyin. Sessiz olun . Bu gördüğünüz hayvanlara maymun denir.
Öğrenciler: ( Hep bir ağızdan) Naciiiiiiiiiiiiii!
Öğretmen: Çocuklar sessiz olun. Hayvanlar ürküyor. Maymunlar çok hareketli hayvanlardır. Hem etçil hem otçulardır. Eğitilebilirler.
Alican: Evet hocam biz de Naci’yi eğittik
( Naci bu sırada maymunlarla oynamaktadır)
Fil Necla: Yakala Naci!
Öğretmen: Sıradaki ziyaret edeceğimiz hayvan, ayı.
( Ayılar kelimesini duyan İsmail, üzülerek )
Ayı İsmail: Hocam gitmesek olmaz mı?
Öğretmen: Niçin evladım?
Ayı İsmail: Şey! Hocam! Ya! Arkadaşlar, o hayvanın a – a-adını benim adımın yanına ekliyorlar da.
Öğretmen: Üzülmekte haklısın. Ama yine de gitmeliyiz.
Ayı İsmail: Peki o zaman hocam gidelim.
Öğrenciler: (Ayıyı görür görmez): İsmail İsmail!
Öğretmen: Sessiz olun çocuklar hayvanları rahatsız etmeyin. Gördüğünüz hayvanın adı ayıdır.
Alican: Biliyoruz hocam bizim İsmail’e çok benziyor.
(İsmail bu sırada ağlamaya başlar bunu fark eden Alican da üzülür)
Öğretmen: (Ayının bakıcısına dönerek ) Ayılar hakkında önemli birkaç not anlatırsanız belki de çocukların İsmail’e bakış açıları değişir efendim.
Bakıcı: Ayılar, vahşi hayvanlar içinde belki de insana en yakın davranan vahşi hayvandır. Çok sevimli ve iyi huyludurlar. Aynı zamanda duygusal bir hayvandır.
Öğretmen: Duydunuz çocuklar. Ayılar öyle kaba saba hayvanlar değillermiş. İsmail sende artık üzülme. Arkadaşların (bilgi yelpazesi.net) yaptıkları hatanın farkındalar.
Alican: Kusura bakma arkadaşım bu kadar üzüleceğini tahmin etmemiştim.
Ayı İsmail: Bundan sonra söylemeyeceksen önemli değil.
Alican: Sen de artık biraz az ye o zaman.
Ayı İsmail: Tamam len senin için zayıflayacağım. Arkadaşlar fındık,çikolata, cips isteyen var mı. Ben artık rejimdeyim.
Öğretmen: Şimdi ziyaret edeceğimiz hayvan zürafa.
Öğrenciler: Kemal senden uzunmuş bu hayvan.
Öğretmen: Çocuklar gördüğünüz zürafanın yavrusu.
Öğrenciler: ( Şaşkınlıkla) Neeeee?
Zürafa Kemal: Ne yani hocam bundan daha büyüğü de mi var? Yavrusu böyle ise anası babası ne kadardır acaba.
Öğretmen: Evet çocuklar! Zürafalar, kara hayvanları içinde en uzun boylu hayvandır. Zürafalar otçul hayvanlardır.
Bilmiş Melek: Hocam aynı zamanda geviş getirirler.
Alican: Hocam bizim okulun en uzun boylusu da Kemal. O yüzden zürafa diyoruz.
Zürafa kemal: Sus lan cüce!
Alican: Ne var len boy zürafada da var. Hahahahha !
Zürafa Kemal: Kıskanıyorsun değil mi? Ben basket takımındayım sen top bile toplayamıyorsun.
Öğretmen: Şimdi ziyaret edeceğimiz hayvan fil.
(Fili gören öğrenciler, irkilir. Çünkü o ana kadar gördükleri, en iri ve en farklı hayvan fildir. Hepsinin dikkati filin hortumuna yönelir.)
Öğrenciler: Necla senin hortumun nere de kız?
Öğretmen: Çocuklar! Fil kara hayvanları içinde en ağır olanıdır.
Alican: Öğrenciler içinde en ağırı da Necla ıhıhııh!
Fil Necla: Silindir gibi ezecem bak cüce.
Alican: Zaten sen nerden geçsen ezersin.
Öğretmen: Çocuklar sessiz olun. Hortumunu bir el gibi kullanır.
Bilmiş Melek: Hocam fareden çok korkarlar. Ve gördükleri bir şeyi asla unutmazlarmış; çok iyi yüzüyorlarmış.
Alican: Hadi len bilmiş bu kiloyla suda batarlar.
Öğretmen: Melek verdiğin bilgiler için teşekkür ederim. Alican Melek’in söyledikleri doğru şeyler.
Alican: Neeee! Bu kiloyla yüzüyorlar mı?
Melek: Hah ne sandın.
Gezi tamamlanır ve geri dönerler.
|
|