|
eğitim öğretim ile ilgili belgeler > tiyatro oyunları, skeçler, piyesler, oratoryolar
KISKANÇLIK KRİZİ (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR)
ADAM - Kiminle konuşuyordun?
KADIN - Tanımazsın.
ADAM - Tanısam sormam zaten.
KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun?
ADAM - Tanımak için.
KADIN - Peki... Diyelim ki Ahmet diye biri.
ADAM - Tamam işte... Bu kadarını merak etmiştim zaten.
KADIN - İyi.
ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik
Ahmet mi diyelim diyorsun? Olur ya, çocuğa şimdilik geçici bir isim
takmışlardır, büyüyünce değiştirebilsin diye. Aferin, çağdaş bir aileymiş.
KADIN - Hangi aile?
ADAM - Ahmet'in ailesi.
KADIN - Neden?
ADAM - Baksana tedbirli davranmışlar. Çoğunluk böyle yapmıyor.. Bir isim
koyuyorlar, ölene kadar kalıyor. Hatta öldükten sonra da kalıyor. Bu yüzden
sağda solda bir sürü Recai isminde (bilgi yelpazesi.net) talihsiz bebek var. Böyle haksızlık
olmaz. Çocuğun ismi Berk olur, babanın ismi Recai olur.
KADIN - Baba da bir zamanlar çocuktu...
ADAM - Ama o zaman Recai de iyi bir isim sayılıyordu.
KADIN - Haklısın.
ADAM - ....Gerçek adı ne?
KADIN - Kimin?
ADAM - Ahmet'in?
KADIN - Neden bu kadar ısrar ediyorsun ki? Sonuçta tanımadığın biri. Adı
Ahmet olsa ne olur, Ferit olsa ne olur?
ADAM - Peki tanımadığım birinin adını söylemekte neden bu kadar
zorlanıyorsun veya soruyu şöyle sorayım ; kod adı olan biriyle ne
konuşuyorsun sen? Belli ki yasadışı bir ADAM.
KADIN - Hayatım, iyi misin sen?
ADAM - Bilmiyorum. Ama şimdiye kadar yasadışı bir şey yapmadım, yazı
yazmanın dışında tabii. Çünkü bizim yasalarımızda "yazmak mecburidir" diye
birşey yok, "yazmasan daha iyi" diye birşey var. Hatta kutsal kitabımızda
da yok. Tanrı "oku" diyor, "yaz" demiyor.
KADIN - Çok haklısın sevgilim, bu yüzden sen yazını yaz, ben de işlerime bakayım.
ADAM - Ama böyle yazı yazamam ki!... Şu anda kafamın içi çok karışık.
Beynimin yazıyla en ilgili yerinde meşgul bir ADAM oturuyor. Adama adını
soruyorum, çelişkili cevaplar veriyor. Bazen Ahmet diyor, bazen Ferit diyor.
"Peki senin karımla ne ilgin var" diye soruyorum, cevap vermiyor. "Neden
cevap vermiyorsun Ahmetciğim" diyorum, "benim adım Ferit" diyor. "Peki Ferit
kardeşim, o zaman sana sorayım, karımı nereden tanıyorsun" diyorum, "benim
adım Ferit değil, Ahmet'e sor" diyor.
KADIN - Peki o geniş beyninin içinden mantıklı birisi çıkıp "ya kardeşim
neden bu kadar taktın bu meseleye" demiyor mu? Yoksa mantıklı düşünceler
senin beynine uğramıyor mu?
ADAM - Sana ADAM'ın adını soruyorum. Basit bir soru. Salakların bile en az
ecnebi dilde karşılığını bildiği, evrenin en basit sorusu : ADAM'ın adı ne?
|
KADIN - Çok mu istiyorsun öğrenmeyi?
ADAM - Evet çok istiyorum!
KADIN- Adı İlhan.
ADAM - İlhan?
KADIN - Evet. İşte sana tanımadığın bir ADAM'la ilgili üçücüncü bir isim.
Rahatladın mi şimdi?
ADAM - Hayır. Sanıyorum daha rahatlamama çok var. Beş soru sonra belki...
Birincisinden başlayalım : Kim bu İlhan?... Dikkat edersen çok kolay
sorular soruyorum. Ne de olsa karımsın, niye kazık sorayım!
KADIN - İlhan özel birisi değil.
ADAM - Ama özel isim kullanıyor. Şimdi biz nereye İlhan diye yazsak, ilk
harfi büyük yazmak zorundayız. Yoksa bu İlhan, İlhan olarak silik biri de
Ahmet olarak mı bir karizması var? Peki ne zaman Ferit oluyor, resmi
işlemlerde mi?
KADIN - Tamam tamam, anlaşılan sen bu işi romana dönüştüreceksin. Bu İlhan
Bey bir doktor.
ADAM - Sen ne biçim konuşuyorsun sevgilim, ADAM koskoca bir doktor, ama
sen özel biri değil diyorsun. Bunu Tabipler Odası duymasın... Şimdi geldik
ikinci güzide soruya : Nereden tanıyorsun bu Doktor Jivago'yu? Gördün mü
senin Ahmet, Ferit veya İlhan'a bir isim daha buldum.
KADIN - Yeni tanıştık.
ADAM - Ya?
KADIN - Neden bu kadar şaşırdın? Ben insanlarla tanışamaz mıyım?
ADAM - Tanışabilirsin de, nerede tanışmış olabilirsin onu merak ediyorum
ben. Okulda desem değil çünkü sen tıp okumadın. Askerde desem, ömür boyu
tecillisin... Yok yok ben bu işin içinden çıkamayacağım. En iyisi sana
sorayım : Nerede tanıştınız bu sayın Doktor Ahmet Ferit İlhan Jivago ile?
KADIN - Muayenehanesinde.
ADAM - Gerçekten mi? Ne hoş... Aslında sanıldığının aksine romantik mekanlar
her zaman deniz manzaralı, ağaçlıklı yerler olmayabilir. Bazen pekala bir
muayenehane de olabilir. Biraz ilaç kokulu ama yine de pencereden süzülen
loş ışığın yarattığı duygusal hava, sürekli çalan telefon sesine ısrarla
cevap vermemenin yol açtığı tatlı gerilim ve duvardaki rafta
kardiyolojiyle ilgili benzersiz kitaplar... Vay be insan daha ne ister ki
KADIN - Kardiyolojiyle ilgili kitap yoktu. İlhan Bey jinekolog!
ADAM - Jinekolog mu? Yaşasın! İşte hep karımın birlikte olmasını istediğim
kişi. ADAM jinekolog! Yani bir kadının iç yapısını en iyi bilen insan! Biz
diğer erkeklerin ancak (bilgi yelpazesi.net) hissedebileceği şeyi ADAM açık açık görüyor. Hatta
elle tutabilir bile... Tuttu mu?
KADIN - Gayet tabii.
ADAM - Eee? Durumunuz nedir? Ciddi misiniz yoksa anlık bir elektrik sonucu mu?
KADIN - Valla İlhan Bey çok ciddi. Ona kalırsa - ki dediğin gibi bir
kadının iç yapısını çok iyi biliyor - kesinlikle ve iki aylık HAMİLEYİM!
ADAM - .........................................
KADIN - N'oldu hayatım, sustun?
ADAM - ........................................
KADIN - Bir de işe olumlu tarafından bak. Çocuğumuza isim bulmakta
zorlanmayacağız. Elimizde bir sürü isim var : Ahmet, Ferit, İlhan veya
Jivago....
Yılmaz Erdoğan
|
>>>TIKLAYIN<<<
|