|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Tiyatro Oyunları, Skeçler, Piyesler, Oratoryolar, Rondlar, Monologlar, Dramalar, Canlandırmalar
KURBAN OLDUĞUMUN 3G’Sİ (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR, RONDLAR, MONOLOGLAR, DRAMALAR, CANLANDIRMALAR)
(Meryem, Hasan ve bebek Çanakkale’deki evlerinde; Baba, İbrahim, Kasap ve koç -koyun postuna bürünmüş bir öğrenci olacak- ise Bursa’da evlerinin arka bahçesinde)
(Radyoda Kadifeden Kesesi -İstanbul Çiftetellisi- çalmaktadır. Kadın evde işlenmektedir, o ara kapı çalar.)
MERYEM: Hoş geldin Hasan. Allah kabul etsin.
HASAN: Hoş bulduk hatun. Amin, amin. Sağol.
MERYEM: Camide yer bulabilmişsindir inşallah. Aman yine üşütüp hasta olma da…
HASAN: Yok yok, vakitlice gittim ya, içerideydim. E lâfı daha fazla uzatmadan bayramlaşalım istersen…
MERYEM: Bayramın mübarek olsun hayatım. (Birbirlerine sarılıp yanak yanağa öpüşürler.)
HASAN: Senin de bayramın mübarek olsun karıcığım. Nice bayramlara inşallah…
MERYEM: Hep beraber, sağlıkla ve afiyetle… Hasan, afiyetle dedim de… Bizim kurban işi ne oldu? Ne zaman kesilecek?
HASAN: İbrahim arar birazdan. Sen kardeşimin huyunu bilmiyor musun, namazdan çıkar çıkmaz kasabı rehin almıştır kesin. Adamın her işi paldır küldür, kurbanı da erkenden kestirir kerata.
MERYEM: Doğru ya… İbadeti de aceleye getirir bu çocuk.
HASAN: Kızım nerede annesi?
MERYEM: İçeride babası… Az önce altını aldım, bayramlık cicilerini de giydirdim, öylece uyuyup kaldı.
HASAN: Kızımın ilk bayramı annesi… Kırkı çıksaydı giderdik memlekete, kurbanımızı cümbür cemaat keserdik ya neyse… Yavrumuzun sağlığı ve keyfi her şeyden önemli…
MERYEM: Bu bayram da böyle olsun Hasan. Hem senin ailen de benim ailem de gelecekler nasılsa.
HASAN: Öyle tabii… Allah’tan uzak değiliz. Yahu hatun, kahvaltı yapmayacak mıyız? (Karnını ovuşturarak) Ben acıktım be…
MERYEM: Hazır, hazır… Haydi ellerini yıka da sofraya oturalım. Ben biliyordum senin gelir gelmez mızmızlanacağını, o yüzden sen evden çıkar çıkmaz mutfağa girmiştim.
HASAN: Bayram sabahı kahvaltısı için ne yaptın bakalım?
MERYEM: Büryan yaptım hayatım… Yanında marul salatası ve yoğurt… Üstüne de…
HASAN: Baklava, baklava var değil mi?
MERYEM: Evet, hem de fıstıklı…
HASAN: Oy oy oy!... Seni seviyorum hatun! Adeta ruhumu okuyorsun vallahi.
MERYEM: Sizin ailenin âdetlerini öğrendim, e seni de tanıyorum artık. Formül basit yani… Sevdiğin yemek oldu mu tamam, senden mutlusu yok. Kolay adamsın, kolay…
HASAN: (Bir kahkaha patlatır.) Bravo. Çözmüşsün beni karıcığım.
(Bu arada telefon çalar.)
MERYEM: Kim o arayan?
HASAN: Bizim oğlan arıyor. Ben sana dememiş miydim?
(Telefonu açar.)
|
HASAN: Alo, İbrahim…
İBRAHİM: Alo Abi. Günaydın. Bayramınız mübarek olsun.
HASAN: Günaydın abim. İyi bayramlar. Baba, ellerinden öpüyorum.
MERYEM: Bayramın kutlu olsun baba…
BABA: Berhudar olun, sağolun, çok bayramlar görün inşallah. Bu bayram gelemediniz be kara kızım.
MERYEM: Torununun daha kırkı çıkmadı baba, biliyorsun. Kış günü çocuğu yolda belde hasta etmeyelim dedik. Hem siz akşama geleceksiniz nasılsa…
BABA: İnşallah, inşallah… Şu vazifeyi hayırlısıyla bir ifa edelim de önce…
İBRAHİM: Abi her şey hazır. Önce sizin kurbanı keseceğiz. Bak, telefonu şimdi kasaba ve kurbana yaklaştırıyorum, hem koçu (bilgi yelpazesi.net) görün hem de vekâleti verin. Canlı canlı keselim kurbanınızı.
HASAN: İnşallah. Hatun bak, koçun maşallahı varmış. Bu kurban seni Sırat Köprüsünden geçirir Allah’ın izniyle.
MERYEM: Ben günahsız, tüy gibi bir kadınım, sen kendi derdine yan.
İBRAHİM: Yenge, bu sene kurbanı sen kesiyorsun anlaşılan.
HASAN: Elbette yengen kesiyor oğlum. Bu İçişleri Bakanı varken haddimize mi düşmüş kurban kesmek?...
İBRAHİM: Hazır mısınız?
MERYEM: Hazırız, başlayalım.
İBRAHİM: E haydi o zaman. Bakın, kamerayı yaklaştırıyorum.
KASAP: Gızım, inci sana üç defa gurbanını kesem mi deye sorcam, bana cuvap ver. Sonra hep barabar tekbir getirip gurbanını kesecez. Tımam mı?
MERYEM: Tamam.
KASAP: Vekilin olup gurbanını kesem mi?
MERYEM: Vekilim olup kurbanımı kes.
KASAP: Vekilin olup gurbanını kesem mi?
MERYEM: Vekilim olup kurbanımı kes.
KASAP: Vekilin olup gurbanını kesem mi?
MERYEM: Vekilim olup kurbanımı kes.
(Kasap makama ve usule uygun olarak tekbir getirmeye başlar, diğerleri de eşlik eder.)
Allâhü ekber, Allâhü Ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd. Allâhü ekber, Allâhü Ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd. Allâhü ekber, Allâhü Ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd.
KASAP: Bismillâhi Allahü ekber.
(Kasap elini keser. Feryat ederek elini tutar. Baba ve İbrahim kasabın koluna girer.)
HASAN: Ne oldu, kasap niye bağırıyor?
(Bu arada koç da kaçar.)
İBRAHİM: Abi kasap kendini kesti. Koç da kaçıyor. Kapatıyorum.
BABA: Biz hastaneye gidiyoruz çocuklar.
HASAN VE MERYEM: Hay Allah!...
(Fonda Barış Manço’nun “Bugün Bayram” çalar, oyuncular kol kola vererek ve nakaratta tempolu alkış tutarak şarkıya eşlik eder.)
-SON-
Hasan Salih GÜNDÜZ
|
|