Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Tiyatro Oyunları, Skeçler, Piyesler, Oratoryolar, Rondlar, Monologlar, Dramalar, Canlandırmalar

LAZ AJAN TEMEL (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR, RONDLAR, MONOLOGLAR, DRAMALAR, CANLANDIRMALAR, METİNLER)

Sahnede siyah takım elbiseli üç adam konuşmaktadır.

Mr. Smith : Evet beyler toplantıdan çıkan sonuca göre bu yıl FBI’a alınacak gizli ajan

halk arasından seçilecek.

John : Bu yüzden de çok dikkatli olmamız gerek.

Mr. Smith : Aynen öyle John. Yapacağımız en küçük hata işimize mal olabilir.

Tony : Bu yıl ne gibi testler yapacağız adaylara?

Mr. Smith : Önemli olan gizlenebilme yeteneği. Bunun üzerine bir test yapacağız.

Seçilen aday belli eğitimlerden geçtikten sonra başka bir ülkeye gizli ajan

olarak gönderilecek.

John : Bu yıl bir kişi alınacakmış.

Mr. Smith : Evet doğru. Bütün aşamaları geçip de finale kalan üç aday var. Benim

diyeceğim: En iyi olanı seçmeliyiz.

-IŞIK-

Üç ajan ve üç aday…

Mr. Smith : Hepiniz hoş geldiniz. Öncelikle kendimizi tanıtalım. Ben FBI ajanlar kurulu

başkanı Smith.

Temel : Memnun oldim uşağum. Ben de poğaça.

Mr. Smith : Burda uyulması gereken ilk kural: Ciddiyettir.

Temel : Pişt! Uşağum. Pişt! cel cel. Cel ula!

Mr. Smith : Ben mi?

Temel : He ula sen.

Mr. Smith : Buyurun?

Temel : Eğer beni bu yaruşmada pirincu yaparisanuz sana simit sarayı açacağum.

Tamam midur?

Mr. Smith : O da ne?

Temel : Sana saraylar kuracağum diyrum.

Mr. Smith : Siz! Rüşvet ha!

Temel : Kim ben mu? Rüşvet değul ula, Temel!

Mr. Smith : Her neyse bunlar yardımcılarım John ve Tony.

Temel : Uyy! Ula benum köpeğin adı da Tony. Adaşsinuz. Selaminu söylerum.

Mr. Smith : Jonh ve Tony sizlere testler uygulanırken yardımcı olacaklar.

Temel : Bir soru soracağu hocam. Acaba bu testte bir doğri kaç yanluşu cötüray?

Mr. Smith : Burda bir yanlış bütün doğruları götürür.

Temel : Uyy! Ula o reklamu pen de izledum.

John : Biraz daha ciddi olur musunuz lütfen?

Temel : ( Biraz dik durup yüzüne ciddi bir mimik koyar.) Boyle mi?

John : Hayır!

Temel : İstadiğun bir model var mı?

John : Efendim?

Temel : Gözlüklerun diyrum ne kadar da güzelmuş. Güzelmuş deyince, şunu takdim

edeyrum izninizlen. Afiyetlen yersinuz.

John : O da ne?

Temel : Oda bir evde bulunan bçlümlerden biridur.

John : Hayır ben elindekini sordum.

Temel : Ha bu mi? Hamsi ula. Elum poş gelmemeyum dedum. Azıcik kokti ama

olsun. Tony gardaş bilsem sana da kemik cetirirdim.

Mr. Smith : Dosyalarınıza baktım. Bu aşamaya kadar gelmek kolay değildi. Ama sizler

başardınız. Ama siz de biliyorsunuz ki sadece bir kişi alınacak. Şimdi rica

etsem teker teker kendinizden bahseder misiniz?

Temel : Ben etmem!

Mr. Smith : Neden?

Temel : Teker dedin bana. Ula şeker gibi adama teker denir mu?

Tony : Tanrım! Bu adam tam bir salak!

Mr. Smith : Hayır hayır. Bu adamda ayrı bir enerji ayrı bir yetenek seziyorum. Biraz daha

sabırlı olmamız gerek.

Tony : Haklı oabilirsiniz efendim.

Temel : Cördün mi ula? Kuçi kuçi! Kemik ister misun?

Gürcü : Artık başlasak! Yeteriince zaman kaybettik sanırım.

Mr. Smith : Haklısınız. Gerekeni yapacağım. (Temel’e) Sizi uyarmam gerekecek (Listede

ismini arar.) Bay… Bay…

Temel : Hadi bay bay canum. Önemli olan katulmaktu.

Mr. Smith : Nereye gidiyorsunuz?

Temel : Bay bay demedin mi ula?

Mr. Smith : İsminizi arıyordum listede. Bu yüzden takıldım.

Temel : Ha oyle desene ula. Bay Temel de bana ben de bayayım. Bak ula espiru

yaptum. Gülsene ula Tony. Kuçi kuçi Kemik ister misun?

Tony : Yeter ama!

Temel : Doydun mi?

Mr. Smith : Evet başlayalım artık. Kendinizden bahsedin lütfen.

Gürcü : Ben Araila Şotaviç. Gürcistan’dan geliyorum. Üniversite’de psikoloji üzerine

ihtisas yaptım. İki yıl özel güvenlik eğitimi aldım. Hobilerim arasında ata

binmek, ok atmak ve silah kullanmak var.

Bulgar : Ben Jesica Hugh. Bulgaristan’dan katılıyorum. Üniversitede sanat felsefesi

üzerine eğitim aldım. Özel yeteneklerim arasında: Tek ip üzerinde yürüme,

onbeş metreye kadar tüpsüz ve donanımsız dalma ve beş metreye kadar uzun

atlama var.

Temel : Ben Temel. İnşaatla bir ilgim yok ama. Trabzonistan’dan katiliyrum.

Üniversite okimadum. Ama benum suçum değuldur. Trabzon’da Oxford

vardu da piz mi okimaduk! Bendenuz hamsilarun felsefesu üzerine ihtisas

yaptum. Hobilerim (bilgi yelpazesi. com) arasunda hamsi buğulama,

hamsi ızgara, hamsi turşusu, hamsi kebabı, hamsi tatlisu yapmak,

fobilerum arasinda kaynana dırdıri

vardur. Ayrica acayip horon teperim. Yaruşmacu arkadaşlara başarilar

diliyrum.

John : İzninizle bir şey sorabilir miyim?

Temel : Sor canum.

John : Trabzonistan neresi oluyor?

Temel : Ula Curcistan, Bulgaristan’dan sonra Trabzonistan celir.

John : Ya. Demek ki dikkatimden kaçmış.

Temel : Uyy! Bu uşak da çok saftur. Ula buna Kadir bile inanmaz. Şaka ettum saa.

İşin aslı şudur: Babam Trabizonlu, annem İstanbullu. Dolayısiylan ben de

İkisinin ortası Trabzonistanlı olayrum.

John : (Mr. Smith’e) Efendim bu adam Tony’nin de dediği gibi tam bir salak!

Mr. Smith : Hayır hayır. Bence bu adamda apayrı bişey var.

Temel : Uyy! Duydun mi ula coni. Adam bendeki cevheri keşfettu. Cel puraya

öpeceğum seni can simidim benum..

Tony : Bir soru da ben sormak istiyorum. Bay Şotaviç ve Bayan Hugh’u

anlayabiliyorum ama siz nasıl oldu da bundan önceki aşamaları geçebildiniz?

Temel : Benu sınava tabi tutan herkes kafayı yedi.

Mr. Smith : Pekala şimdi sizleri teker teker…

Temel : Öhö öhö! Ayıp olay ama!

Mr. Smith : Şey yani sizi tek tek odaya sokacağız ve…

Temel : Yuh! Ne diysun ula? Sen beni ibne mu zannettun?

Mr. Smith : Sizden kamufle olmanızı isteyeceğiz.

Temel : Ha! Öyle desene. Oldi şimdi. Kamufle ne ula?

Mr. Smith : Yani gizlenmenizi istiyorum. Evet artık sınav başlıyor.

Temel : Bismillahirrahmamirrahim.

John : O da ne?

Temel : Oda bir evde bulunan…

John : (Bağırarak) Hayır onu değil demin söylediğin şeyi soruyorum!

Temel : Besmelesuz işe başlanir mi ula?

Mr. Smith : Abırlı olmak lazım John. Hadi bakalım adaylara refakat edin.

Hepsi dışarı çıkar. Tony odaya bir çuval koyar ve çıkar. Bir süre sonra Gürcü içeri girer, sağa sola bakar ve çuvalın içine saklanır. Az sonra John odaya girer ve çuvalı tekmelemeye başlar.

Gürcü : (Çuvalın içinden) Miyav miyav!

John : Tamam çıkabilirsiniz. “Çuvalda kedi var” izlenimi vererek iyi bir iş

çıkardınız. Sizi tebrik ediyorum. Aramızda kalsın ben sizi destekliyorum. O

Temel denen adam olamasında birinci… Buyurun çıkalım.

Gürcü : Teşekkür ederim elimden geleni yapacağım.

Bir süre sonra Bulgar içeri girer sağa sola bakar ve çuvala girer. Tony gelir ve çuvalı tekmelemeye başlar.

Bulgar : (Çuvaldan) Hav hav! Auuu!

Tony : Tamam bu kadar. Kutlarım! “Çuvalda köpek var” izlenimi verdiniz ve bence

başarılı olduuz. Umarım siz kazanırsınız sınavı. Zira Temel’in kazanmasını

hiç ama hiç istemiyorum.

Bulgar : Teşekkürler. Güveninizi boşa çıkarmayacağım.

Çıkarlar. Temel gelir.

Temel : Ula öbürlerini falakaya yaturdular galiba. Bağırtılaru dışaridan pile

duyulaydu. Punlar penu da töver şimdi. Napsak acaba?

Odadan bulduğu sert bir cismi çuvalın içine koyar. Saklanır. Tony girer.

Tony : Seni özellikle ben istedim. Seni tekmelemek benim için bir zevk olacak.

Çünkü beni deli ediyorsun! Bana köpek dersin ha! Al sana bakalım! Ahh!

ayağım… kırıldı galiba. Bu taş kafalının kafasına vurmuş olmalıyım. Ahhh!

Sekerek çıkar.

Temel : Elde var bir. Tony’ye bak nasul da uliyarak kaçti. Demek ki penu

tekmeleyecaktu. Getirdiğum kokmiş hamsiler poğazina tursin!

John girer. Temel saklanır.

John : Tony’e de ne oldu öyle? Eminin bu salak bir şey yapmıştır! Neyse görev bana

kaldığı için çok mutluyum! (Çuvala hafifçe tekme atar. Sonra hızlanır.) Al

sana bakalım! Al al! Hey ses versene, orda mısın? Hey sana diyorum! Öldü

mü yoksa? Ölürse yandım demektir.

Temel : (Tony’nin arkasından) Evet öldüm! Ve ruhum da seni öldürecek!

Tony : Aman tanrım! Hayaleeeett!

Temel : Elde var iki. Artık bu numarayı yemezler. Çuvala girmek lazım.

Temel çuvala girer. Mr. Smith gelir.

Mr. Smith : Adam sandığımızdan iyi çıktı. John ve Tony görevi tamamlayamadı. İş başa

düştü demektir.

Mr. Smith çuvalı tekmeler. Ses gelmez. Biraz daha tekmeler ses gelmez. Bir kez daha vurur.

Temel : (Çuvaldan, cılız bir sesle) Patateeesss!

Mr. Smith : Patates dedi! İnanmıyorum patates dedi! Bu adam tam bir salak!Yeter artık

yeter! İstifa ediyorum! Beni kimse tutamaz!

Mr. Smith kafayı yer ve gider. Temel çuvaldan çıkar, cep telefonuyla bir numara çevirir.

Temel : Alo komserim emrettiğinuz üzere CIA’den sonra FBI’ı da çökerttum. Sırada

Beyaz Saray var.

SON