eğitim öğretim ile ilgili belgeler > tiyatro oyunları, skeçler, piyesler, oratoryolar

MİSAFİRE İKRAM (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR)

 

ŞAHISLAR: ZİŞAN, ORHAN, FEHİMAN, GÜZİN, HAZAL, FERİHA, NERİMAN.

 

Zişan:Babacığım,bu ne kadar alışveriş yapmışsınız. Gelecek misafir üç dört kişi.

Orhan:Çok değil. Meyve,çerez. Belki bitmiştir dedim kahvede aldım.

Güzin:Ben de ablamla pasta yaptım.

Orhan:Çok iyi,çok iyi. Yeteri kadar ikram hazır yani.

Güzin:Ooo fazlasıyla. Zaten bu kadar şeyi ikram etmeye vakit kalmaz.

Zişan:Düzenli getirin yiyecekleri. Sırasıyla olunca hepside yenir kızım.

Güzin: (Gülerek) Nasıl yensin anne. Bırak biraz sohbet etmeye de vakit kalsın.

Zişan:O da olur canım. Acaba bir de revani mi yapsaydık?

Orhan:Yapsaydınız ya.

Güzin: (İtirazcı) Anneee,babaaa,bir daha mutfağa sokmayın bizi.

Zişan:Ne var kızım? Sanki zor bir iş mi?

Güzin:Eveeet,zor. Hem bir sürü yiyecek hazırlandı. Ne gerek var?

Orhan: (Şakacı)Nasılsa gelenler senin arkadaşların değil.

Zişan:Yaa arkadaşları geldiğinde hiç ikramın çeşidi yetmiyor. Orhan,haftaya da gün bizde,bir ara alışveriş yapalım.

Orhan:Ne lazımsa ben alırım.

Zişan:Tamam. İhtiyaçları bir liste yapayım.

Güzin:Bakalım anneciğim,sizin gününüzde kaç çeşit pasta olacak?

Zişan:Eh herkes yapıyor. Ne yapalım.

Güzin:Ay anne,yine mi o yaramaz çocuklar (bilgi yelpazesi.net) gelecek? Sakın kremalı pasta yapmayalım.

Orhan:Revani yapın. En iyisi o.

Güzin:Hayır,o da yapışır.

Zişan:Bir şey olmaz. Yıkayıveririz sofra bezini.

Güzin:Hıh zaten oturarak yerler ya. Hele Metin,ay anne,onlar gelmesin hiç olmazsa. Yine her taraf birbirine girecek.

 

(FON)

Hazal:Neriman,kızım,bu ne hal? Ne kadar çok yiyecek yapmışsın.

Nerima:Çok değil Hazal abla. Keşke biraz daha yapabilseydim.

Hazal:Hıh iyi olurdu. Biraz daha yapabilseydin neler yapabilirdin mesela?

Feriha: (Hafif kızgın) Ne yapmazdı ki. Her seferinde çoğalıyor çeşit.

Hazal:Kızım israftır. Hiç böyle olur mu?

Zişan:Hazal sus. Kısmetimizi tepme.

Fehiman:Önce yiyelim de Hazal teyze,sonra israf hakkında sohbet yaparız.

Neriman:Neriman,Hazal abla,niye böyle yapıyorsunuz? Ben çok severek yapıyorum,hem bir şey yapamadım ki.

Feriha: (Gülerek) Yapsaydın bari bir şey. Ne iyi olurdu. Siz böyle yaptınız mı hiç yemek istemiyorum. Bu adet hiç iyi değil.

Neriman:Yapma Feriha abla. Ne güzel bak,sevdiklerime sevdiğim yiyecekleri hazırlıyorum,çok mutlu oluyorum.

Hazal:İyide Neriman. Yapabilen var ,yapamayan var.

Feriha:Tabi canım. Bak Nezihe artık günlere gitmiyormuş. “Bana sıra gelince yapamıyorum” diyor.

Hazal:Kadın haklı. Ben de yapamam o kadar. Hem ne lüzum eder canım. Mide bu,kırk ambar mı?

Feriha:Bu gidişle mide fesadına uğrayacağız.

Zişan:Misafire ikram sevaptır. Peygamberimiz de övmüş ikramı.

Hazal: S.A.V. Biz israftan bahsediyoruz,mide fesadından bahsediyoruz,sen bize sevaptır diyorsun. İkramla bunların ne alakası var? Biraz ölçülü olmalıyız Zişancığım.

Feriha:Bazıları da misafire hiçbir şey vermek istemiyorlar. Geçen Nesrin’e gidelim dedik; “Aybaşı olsun da sonra buyurun”dedi.

Zişan:Misafir rızkıyla gidermiş. Öyle şey olur mu?

Feriha:Bunun neresi misafirlik. Sadece karşılıklı zaman geçirmek. Sırasıyla birbirlerine gidip geliyorlar. Ayşe bize şunu yapmıştı,biz de ona bunu yapalım,amaan  Fatma’nın yaptıkları bir şeye benzemiyordu,biz de ona şunu yapsak yeter.

Hazal:Eh yani bize de demek bu hazırlananlar yetermiş. Söyle Neriman,hangi niyetlerle yaptın bu yiyecekleri?

Neriman:En güzel niyetlerle. Daha neler neler yapmak isterdim de olmadı. Kusura bakmayın.

Zişan:Üzülme Neriman. Bir dahaki sefere de onları yaparsın.

Feriha:Çocuklarım daha küçükken bir düğüne gitmiştik,hiç unutamam.Çok uzak bir yerdi,git git bir saat sürdü.Bizi bir eve buyur ettiler. Çocuklar başladı sızlanmaya “Acıktık acıktık.” diye. Ne bileyim böyle uzak bir yer,yanıma yiyecek de almamıştım. Düğün yemeğini çabuk versinler diye dua ediyordum.Dışarıda,bahçede yemekler pişiyor ama belikli uzun iş daha. Çocukların gözlerine bakıyorum,işaret ediyorum,hiç oralı değiller. Evin hanımı da bir bahaneyle dışarı çıktı,girmiyor içeri. Evin kızı gelince; “Ablası bir parça ekmek verebilir misin? Çocuklar acıktılar”dedim.Kızcağız çıktı odadan o da gelmedi bir zaman.Tüh,bir sürü zahmet verdik,yemek hazırlıyorlar herhalde diye düşündüm. Neyse bir baktım hanım geldi içeri,elinde bir bisküvi.

Hazal:Eee…

Feriha:Bisküviyi ikiye böldü,çocuklara paylaştırdı. Ama çocuklar susmadı bir bisküviyle. Biraz sonra yine çıktı dışarı,epeyi sonra bir bisküvi daha getirdi.

Fehiman:Onu da mı paylaştılar?

Zişan:Canım senin çocuklar da pek açgözlüymüş.

Neriman:Ne yapsın kadın,demek evinde bir şey yoktu.

Feriha:He ya bir şey yoktu. Dert yapışası,hali vakti yerinde.

Hazal:Canım sen de çocuklarının karnını doyursaydın.

Feriha:Zaten ondan sonra iyice doyurdum.

Hazal:İşte böyle Neriman. Sen çok fazla yapıp aşırıya gitmişsin,onlar da az yapıp aşırıya gitmişler. Şimdi de çocuk büyük demeden koca tabaklarda yiyecek hazırlanıyor.

Zişan:Ölçülü olabilsek ne iyi olacak.

Feriha:Hazal hanım,çocuklar da keşke örtünün üstünde oturup yese. Eline pastayı alan ayakta geziyor.

Hazal:Annelerin suçu,hiç bakmıyorlar çocuklarına.

Feriha:Ooo,kim laf yetiştirecek o zaman. Bir şey de söylenmiyor ki hanımlara. Yere örtü seriyorum,annesi; “Teyzesi,kızımın pastasını sehpaya alalım.”diyor. İşin yoksa misafirin arkasından temizlikle uğraş. Zişan hanım,senin gibi kızım da yok ki.

Fehiman:Gelir senin işini de yaparım Feriha teyze. Üzülme.

Feriha:Sağolasın Fehiman,nasıl kıyayım sana.

Hazal:Fehiman,kızım,sen Feriha teyzenin işini yapacağına annenlere misafirlikte nasıl davranacaklarını öğret.

Fehiman: (Gülerek)Ben öyle haddimi bilmez biri miyim? Aşk olsun Hazal teyze.

Hazal:Bilirsin kızım bilirsin sen,kendi haddini de,bizim haddimizi de. Bize de bildireceksin inşallah. Boynuz kulağı geçti Fehiman.

Neriman:Yine başladınız Fehiman’ı şımartmaya. Kalk bakayım Fehiman,kurulma öyle.Hadi çayları süz bakayım.

Fehiman: (Gülerek) Ne kurulması teyze,hep hazır olda bekliyorum. Bak emrine amadeyim.

Feriha:Neriman kıskandın yine…

(LÜTFEN HEPİNİZ BİRAZ GÜLÜN)

 

(FON)

Orhan:Zişan bu pastalar çok güzel görünüyor, Erhanları da çağıralım mı? Onlar da yesin,Erhan sever bunları.

Zişan:……………

Orhan:Zişan,duymadın galiba?

Zişan: (İsteksiz)Duydum duydum da…………

Fehiman: Duymak istemiyor annem babacığım.

Zişan: Yorgunum Orhan. İnan ayağa kalkacak halim kalmadı.

Fehiman:Ben de yorgunum baba. Ayaklarımın altı ağrıyor.

Orhan:Allah Allah,şunların haline bak. Savaştan çıkmış gibisiniz.

Zişan:Ne fark eder Orhan? Sonuçta ikisinde de yoruluyorsunuz.

Orhan:Olur mu canım. Biraz dikkatli olun,bu kadar yormayın kendinizi.

Zişan:Ne yapalım Orhan,adet olmuş bir kere..

Orhan:Olmaz ki Zişan. Adetlerin kölesi olacak değilsiniz ya. Biraz azaltın,o zaman da adet olur.

Zişan:Olmuyor işte. Hem napalım misafirle,herkesle ne konuşacaksın?Ancak ikram yapıyorsun,pasta tarifleri alıp veriyorsun,işte geçip gidiyor (bilgi yelpazesi.net) zaman. Dedikodudan iyidir hem.

Orhan:Yani ne diyorsun Zişan? İnsanlara verecek başka bir şeyiniz yok mu?

Zişan:Yok zahir. Herkes sermayesinden sunar.

Orhan:Yapma Zişan,ayıp oluyor.

Fehiman:Aman baba hele bir gör,her yerde yenen pastaların her zaman tarifi alınıyor. Kağıda kaleme bir sarılıp harıl harıl yazışları var ki görme. Konferansta not alıyorlar sanırsın.

Zişan: (Gülerek) Onu da yaparız bir gün kızım. Dur hele bir,önce kurabiyeleri öğrenelim de…

Fehiman:Ay ay usandım. Bütün kurabiyeler yağ, şeker ve undan yapılır. Daha bunu herkes ne diye yazar anlamam ki.

Orhan:Benim bildiğim yağ,şeker,undan helva yapılır. Eee siz bana sadece bunları değil,kırk çeşit malzeme aldırdınız. Onları ne yaptınız?

Zişan:Ne yapalım canım,pasta yaptık işte.

Orhan:O kadar şeyi kullandınız mı yani? Hayret,eh hadi dersinizi iyi yapın.

Fehiman:Yapıyoruz baba. Hem daha bir sürü malzeme de evde vardı. Sırf senin aldıkların değil,onları da kullandık.

Orhan:Allah Allah,demek Nihat bey emekli olunca hanımının günlere gitmesini yasaklamakta haklıymış.

Zişan:O niyeymiş?

Orhan:Niye olacak? Masraf yüzünden. Üç aylığını almış çarşıya gitmişler,bakmış maaşın çoğu pasta malzemelerine gidiyor…

Fehiman:Bence de haklı baba. Daha siz bilmiyorsunuz hanımların israflarını. Erkeklerin ne haberi var.

Orhan:Yaa,desenize refahtan şımarmanın bir başka yönü…

Fehiman:Hem de nasıl. Dedem derdi ya “Firavun sofrası”

Orhan:Benzer taraflarımız çoğalıyor desene.

Zişan:Abarttınız siz de .Bunlar bizim örfümüz,kültürümüz.

Fehiman:Ne alakası var anne? Hazırladığımız yiyeceklerin hangisi bizim yörenin,bizim kültürün?

Orhan:Nerde bizim kurutulmuş meyvelerimiz,mis gibi un helvamız…

Zişan:Orhan bey biraz da sizden söz edelim.

Fehiman: (Şakacı) Evet babacığım,neydi o geçen akşamki çiğ köfte faslınız?

Orhan:Ne olmuş canım,yemek yerine çiğ köfte yaptık.

Fehiman:Kızım,tatlı yapacaksın değil mi?

Orhan:Ne var kızım,tek bir tatlı. Olacak o kadar.

Zişan:Tabi canım,ne demezsin. Çerezi de kazara almıştın herhalde.

Fehiman: (Kısık sesle güler) Kızım meyveler yıkandı mı?

Zişan:Sen yapınca; “Ne var?” Biz yapınca “Ayıp.”

Fehiman:Hepsini anlıyorum da anlayamadığım bir şey var. İki üç saatte mide bu kadar çok ve çeşitli yiyeceği nasıl öğütüyor?

 

TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

6. **Yorum**
->Yorumu: ben bu tiyatroyu yaptım sınıfta harikuladeeee 
->Yazan: 

5. **Yorum**
->Yorumu: güzelmiş çok beğendim evet 
->Yazan: fatma

4. **Yorum**
->Yorumu: Hazırladığınız için teşekkür ederim çok yardımcı oldu. 
->Yazan: Beren .

->Yazan : isimsiz
->Yorumu: ben tiyatro oyuncusuyum.güzel bir oyun hazirlamissiniz.bu tarz oyunlar bizlere yardimci oluyor..

>Yazan: isimsiz
>Yorum:
ben bir tiyatrocuyum 8. sinifa gidiyorum piyesinizi çok begendim.Basarilarinizin devamini bekliyorum .

>Yazan: Merve
>Yorum:
ben bir senaristim ama ilkokul senaristi 5. sınıfa gidiyom . grubum için her zaman bu siteyi tercih ediyorum teşekkürler bilgiyelpazesi.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz:


 


Yorum Yazı KAPA/AÇ