Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Tiyatro Oyunları, Skeçler, Piyesler, Oratoryolar, Rondlar, Monologlar, Dramalar, Canlandırmalar

SÖZLÜ VAR SÖZLÜ (TİYATRO OYUNLARI, METİNLERİ, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR, RONDLAR, MONOLOGLAR, DRAMALAR, CANLANDIRMALAR, KISA TİYATRO OYUNLARI)

Öğretmen: Neden resim ödevin yapmadın ve bomboş bir kağıt getirdin?

Öğrenci: Yaptım öğretmenim. Çimenlikte bir keçi resmi yaptım.

Öğretmen: Çimenler nerede?

Öğrenci: Keçi hepsini yedi.

Öğretmen: Ya keçi?. . .

Öğrenci: Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti.

Öğretmen: 2 kere 2 kaç eder?

Öğrenci: Öğretmenim size kaç lazımdı acaba?

Öğretmen: 1514 yılında yapılan savaşın adı neydi?

(Öğrenci biraz düşünür)

Öğretmen: Ee söylesene?

Öğrenci: Şey öğretmenim?

Öğretmen: Ney?

Öğrenci: Şey Çıldıran Savaşı öğretmenim.

Öğretmen: Ney?

Öğrenci: Evet öğretmenim Çıldıran, çünkü karşı tarafın hükümdarı saltanatını, askerlerini herşeyini kaybettiği için çıldırmıştır. O yüzden bu savaşa Çıldıran Savaşı denir öğretmenim.

Öğretmen: Söyle bakalım , kara bulutlar neden olur?

(Çocuk düşündü , yutkundu, birşey diyemedi. )

Öğretmen: Ee hadi ?

Öğrenci: Kirli sulardan olur öğretmenim!. .

Oğretmen: Birinci Murat hangi savasta olmustu?

(Çocuk biraz duşundukten sonra)

Öğrenci: Katildiği en son savaşta oğretmenim. . .

Öğretmen:Yemeklerin mesela pastaların bayatlamaması için ne yaparsın?

Öğrenci: Yerim efendim. . .

Öğretmen: "Ben yakışıklıyım”, dediğim zaman bu hangi zaman formundadır?"

Öğrenci: Geçmiş zaman öğretmenim.

Öğretmen: Elini pantolonunun sağ cebine attın ve 10 milyon lira çıkarttın, sol cebinden de 5 milyon lira çıktı. Söyle bakalım senin şimdi kaç paran var?

(Biraz düşünüp pantolonuna bakar ve)

Öğrenci: Herhalde üzerimde başka birinin pantalonu var öğretmenim!

Öğretmen: Gel bakalım, haritada bana Mısır’I göster bakalım.

(Öğrenci haritada Mısır’I bulur ve gösterir)

Öğrenci: İşte öğretmenim

Öğretmen: Peki Mısır’ın nesi meşhurdur?

Öğrenci: (Biraz düşünür) Şey patlamışı meşhurdur öğretmenim.

Öğretmen: Şimdi bi yaş problemi çözelim bakalım. Söyle sen kaç yaşındasın?

Öğrenci: Ondokuz yaşındayım öğretmenim

Öğretmen: Nasıl olur canım!. . .

Öğrenci: Evet ondokuz yaşındayım öğretmenim.

Çünkü geçen yıl dokuz yaşındaydım. Bu yıl da on. Dokuz on daha on beş et mez mi?

Ögretmen: Dünyanin sekli nasildir? Daire mi? Elips mi?

Öğrenci: Valla o kadarini bilmiyorum ama babam dünyanin karmakarisik oldugunu

söylemisti öğretmenim.

Öğretmen: Toplumda dayanışmayı arttıran etkinliklere bir örnej,k ver bakalım?

Öğrenci. Düğünler öğretmenim

Öğretmen: Peki düğünlerde gelinler neden beyaz giyer bilir misiniz?

(Öğrenci biraz düşünür)

Öğretmen: Bu onların en mutlu günü olduğu için!

Öğrenci: Haa damatların neden siyah elbise giydiklerini şimdi anladım öğretmenim.

Öğretmen: Şimdi tahtaya Türkçe bir cümle yazacağım, sende altına iniizcesini yazacaksın.

(Öğretmen tahtaya, “Çocuk, koştu koştu, denize düştü, boğuldu” yazar. Öğrencisi altına “The boy, tıkıdık tıkıdı, culup, glu glu” yazar)

Öğrtmen: Ee hadi oku bakalım?

Öğrenci: The boy tıkıdık tıkıdık, culup, glu,glu,glu. .

Öğretmen: (elindeki metal parayı gösterir) Şimdi bu bir YTL’yi asite batırırsam ne dersin erir mi?

Öğrenci: Erimez, öğretmenim.

Öğretmen: Evet erimez, neden erimez?

Öğrenci: Eriyecek olsa asite atmazdınız da ondan. . .

Öğretmen: Bebek banyosunda suyun sıcaklığını nasıl ölçersin?

Öğrenci: Önce bebeği suya koyarım . bebek kırmızı renk aldıysa su sıcak eğer mor renk aldıysa su soğuk beyaz bir renk alırsa bebeğin bir daha banyo yapmasına gerek yoktur.

Öğretmen: Bana yüzyıl önce olmayan birkaç şey söyle bakalım.

(Öğrenci biraz düşünür)

Öğrenci: Örneğin ben yoktum öğretmenim.

Öğretmen: (gülerek) Biliyorum senin olmadığını, sen başka örnekler ver bakalım

Öğrenci: Örneğin siz de yoktunuz!

Öğretmen: Ondan on çıkarsa kaç kalır?

Öğrenci: On kalır öğretmenim.

Öğretmen: O nasıl oluyor bakalım?

Öğrenci: (Eline eldiven takarve geri çıkarır) İşte öğretmenim ondan on çıktı yine on kalır…

Öğretmen: Oğlum söyle bakalım elektirik nelerden geçmez?

Öğrenci: Lastikten, camdan ve tahtadan.

Öğretmen: Başka?

(Öğrenci biraz düşündükten sonra)

Öğrenci: Birde yoksul mahallererden geçmez öğretmenim diye cevap vermiş.

Öğretmen: Gel, söyle bakalım bir gün kaç saattir?

Öğrenci: Yirmi beş

Öğretmen: Olur mu? Size öğretmemiş miydim kaç saat olduğunu?

Öğretmen: Söyle bakalım, cesaret nedir?

Öğrenci: Şey öğretmenim, bir şeyi bilmediği halde biliyormuş gibi yapıp soru cevaplamaya çalışmaktır öğretmenim…

Ögretmen:Japonyamı daha yakın bıze yoksa ay mı?

Ögrenci: Tabıkı ay cunku ayı aksamları gorebılırız amma japonyayı goremıyoruz. . .

Öğretmen: Söyle bakalım, altı kere altı kaç eder?

Öğrenci: Otuz (bilgi yelpazesi. net) dokuz.

Öğretmen: Bak son kez soruyorum altı kere altı kaç eder?

Öğrenci: Otuz altı eder öğretmenim

Öğretmen: Ee az once neden söylemedin?

Öğrenci: Şey öğretmenim pazarlık edersiniz sanmıştım.

Ogretmen: Hangi ayda yirmi sekiz gun var?

Öğrenci: Hepsinde öğretmenim.

Öğretmen: Sana bir soru soracağım. Birinci soruyu bilirsen ikinci soru sormaycağım. Simdi söyle bakalım, bir hindinin kaç tane tüyü vardır?

Öğrenci: 9567 tane tüyü vardır Öğretmenim!

Öğretmen:Nereden öğrendin bunu?

Öğrenci: Öğretmenim, hani ikinci soru sorulmayacaktı