|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Tiyatro Oyunları, Skeçler, Piyesler, Oratoryolar, Rondlar, Monologlar, Dramalar, Canlandırmalar
UNUTULAN 23 NİSAN’LAR (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR, RONDLAR, MONOLOGLAR, DRAMALAR, CANLANDIRMALAR, METİNLER)
Perde açılır ve Hatice sahneye oynayarak girer. Sahne evin salonu görünümündedir. Hatice aşağıdaki şiiri ezberlemeye çalışmaktadır, şiirin bazı dizelerini hatırlayamaz, takılır ve baştan alır.
HATİCE :
23 Nisan kutlu olsun
Sevinin çocuklar
Övünün büyükler
23 Nisan mutlu olsun
Çok büyük bayram bu bayram
Herkese kutlu olsun
Çok büyük bayram bu bayram
Herkese mutlu olsun……
(Elinde bastonuyla babaannesi girer.)
BABAANNE : Aferin yavrum. Ezberlemişsin.
HATİCE : Daha tam değil. Çalışıyorum babaanne…...Beni dinler misin? Nasıl okuyorum bir bak.. ( ezberlemeye çalıştığı şiiri okumaya başlar babannesine, aynı zamanda hareketleriyle de şiirine ruh katmaya çalışr)
BABAANNE : Aferin yavrum. Çalış çalış tabiii( Örgü şişelerini eline alıp bir koltuğa oturur ve örmeye başlar)
(Hatice şiiri ezberleye çalışırken dikkatsiz davranması sonucu sehpaya çarpar ve sehpanın üzerindeki vazoyu devirir.)
HATİCE : Ayyyy…!!!
BABAANNE : Aferin yavrum.( örgüsünden kafasını kaldırmadan devam eder)
HATİCE : Ne aferimi nine yaaa!!! Görmedin mi yaptığımı? Ne diyeceğim ben şimdi anneme gebertir beni.
ANNE (içeriden bağırır) Neler oluyor orada, kızzzz gelirsem senin bacaklarını kırarım.
HATİCE :(Telaşlanır lakin telaşlanmasının faydası olmayacağını bildiğinden , aklına bir şey gelmiş gibi biranda ninesine doğru döner, kibar ve birazda yalaka bir ses tonu ile…)
HATİCE : Babannecim benim , canımmm…. (Ses gelmez babanneden) ninecim, dünyanın en tatlı ninesi (yalak tavrını sürdürür) babanneeeee (biranda yalvarır bir ses tonu ile) vazoyu sen kırmış olsan da…. bende bu işin içinden kolayca sıyrılsam nasıl olur?( Nine ilgisiz bir şekilde hiç oralı olmadan örgüsüne devam eder) Annem mızmızlanır ama sana kızamaz.
BABAANNE : Neee!!! Olmaz.
HATİCE :Ne olur ben yaptım desen?! Yalvarırım! Yoksa 23 nisan da çıkaracağımız oyunun provalarına göndermez beni .
BABANNNE : Bana ne bundan?
HATİCE : Ne demek bana ne?( Kızgın ve bir o kadarda tehditkar bir tavırla).. Tamam o zaman , peki benden günah gitti bende senin gecen akşam Pakize teyze hakkında söylediklerini bir bir anlatırım, gerisini sen düşün.
BABAANNE : (O ana kadar örğüsü ile ilgilenen babanne bir an da telaşlanır.) Dur kız! Eksik etek seni… yavaş konuş…. (Çıkar yolu kalmamış gibi) tamam tamam bişey olmaz kırılan bir vazo olsun, ne olacak……..da (hemen peşine) Sen ne için prova yapacaktım dedin pek anlayamadım?
HATİCE :Nasıl oluyormuş? Vazoyu kim kırmış söyle bakim?
BABANNE : Tamam tamam ben kırdım… Zilliye bak bacak kadar boyu ile beni oynatıyor… Bu arada Pakize de benden aldığı kazağımı zamanında getirseydi, yaşlı, bunak karı pehhh… (bir süre sessizlik) sen onu bunu boş ver de, sen soruma cevap ver bakim ne provasıymış bu?
HATİCE :Ne provası olacak babanne , tabiî ki …… (tam söyleyecekken babanne sözünü keser)
BABANNE :Küçük yalancıları koruma provası…..(güler)
HATİCE : Babannne yaa… deme öyle bak kötü hissediyorum kendimi…çok önemli olmasa senden böyle bir yardım ister miyim…Tontoşum.(öper ve sırnaşır)
BABANNE :Tamam be anladık (haticenin kendisini öpmesi hoşuna gider, ama belli etmemek için inadına zıtlaşır)
Sululuk istemez şaka yapalım dedik. Söyle bakalım küçük şirine; ne provasıymış bu bakim?
HATİCE :Ne provası olacak 23 Nisan’la ilgili arkadaşlarımızla bir oyun çıkarmak istiyoruz da … işte bu oyunun provası….
BABANNE :Haydiiiii..! Bu hafta 23 nisan haftası mı yoksa…. (şaşırmış bir tavırla) Ne güzel, ne güzellll….Peki sende oynayacak mısın oyunda?
HATİCE :Bakalım belli değil ama bugün belli olacak. (sırıtarak) Tabii vazoyu sen kırmış olursan……
BABANNE :Tamam dedik ya( huysuz bir şekilde)Ben kırdım artık…(Babanne kendi kendine söylenir durur ama söyledikleri pek anlaşılmaz )
(Bu arada Hatice kırılan vazonun parçalarını toplamaya koyulur, aynı zamanda şirini okumaya da devam eder,bir süre geçtikten sonra…. )
HATİCE : Nine yaaaa, çok güzel yapıyorsun şu çakkıdıyı, ne olur bi daha yapsana! Ne oluuuur!
BABAANNE : Dur kız, zilli! Bu yaştan sonra, tövbe tövbe…
HATİCE : Yaaaa, ama çok güzel yapıyorsun.(Aynı zamanda Babanneyi taklit ederekten) Ne olur bir daha yapsana! Ne oluuuur!
BABAANNE : Üf, bu yaştan sonra olmazzz …
HATİCE : Geçen hafta yapıyordun ama o zamandan bu zamana kadar yaşın pek ilerlememiş olsa gerek tontosum benim (çimdikleyerek babannneyi ayaga kaldırır, tam o sırada ‘çakkıdı’ müzigi girer ve babannne dans etmeye başlar)
(Hatice komidinin üzerinde duran teybin düğmesine basar ve babaannesi dans etmeye başlar. Hatice de ona eşlik eder. Biraz dans ederler ve ardından içeri anne girer.)
ANNE : Ne oluyor burada? Buranın hali ne böyle? Hatice, eşek sıpası! Çabuk topla ortalığı, sofrayı kuracağız. O demin içeriden gelen seste neyin nesiydi bakim.
( Bunu der demez yönünü vazonun kırıldığı tarafa dönerek , çığlık atar) Aman Allahım, vazo kırılmış!!!
BABAANNE : (Anneyi taklit ederek ) Aman Allahım vazo kırılmış… Ne olmuş yine , kırılmışta ne olmuş hem ben kırdım o vazoyu?
ANNE : Daha ne olsun, ortalığı ayağa kaldırmışınız…
BABANNE :Ne varmış canım sende?
ANNE :Ne mi varmış? Bir varmış, bir yokmuş… Ne olacak daha! Nedir bu ortalığın hali? Kurtuluş Savaşı burada yapılmış sanki ve zaferle sonuçlanmış göründüğü kadarıyla.
BABAANNE : Evet burada hem de tam burada, Antep’te, Urfa’da, Maraş’ta…Hey gidi heyy
(Konuyu başka bir yöne çevirmek için ii bir fırsatta yakalamıştır)
19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasıyla başladı ve kısa zamanda yurt genelinde kadın, erkek, çoluk, çocuk, genç, yaşlı demeden herkes düşmana karşı koydu.
ANNE : Biliyoruz, biliyoruz da konumuzla ne alakası var şimdi bunların.
BABANNE : Senin söylediklerinin ne kadar alakalı ise benimkilerde bir o kadar alakalı…Hem sen söyle bakim, bu hafta ne haftasıymış?
ANNE : Ne haftasıymış?
BABANNE :Pehhh… bilmiyor .. herkes ben mi canım ilk seferde cevaplayacak. (Gururlu kendinden emin bir tavırla) Cahil kadın….
|
ANNE :Ben ilkokulu 2. sınıfa kadar okudum. O kadar da cahil değiliz her halde. Ne haftasıymış sen söyle be kadın? Çatlatma insanı…
HATİCE : Ben biliyorum
ANNE : Sen sus! Çabuk git kardeşine bak, uyanmış mı? Gerçi bu gürültüye kim dayanabilir ki…
BABANNE : (Bir bakan edası takınarak) 23 Nisan haftası tabiî ki
( Anne pek de aldırış etmeden işine koyulur)
ANNE : Ben biliyordum zaten sırf seni söyletmek adına, demedim, ‘Ben biliyorum’ diye
BABAANNE : Biliyormuşmuş….. buna kim inanır…
ANNE : Senin inanmayacağın kesin de…
( Tam da bu sırada içeri bebek girer.)
BABAANNE :Tosunuma bak annesi ne kadarda sevimli degil mi yaaaa?
ANNE : Aman da aman .. annesinin bir tanesi imiş buuuuu… büyüyecek miş de okula gidecekmiş aslan oğlum benim , ne şeker şey değil mi babannesi….
(Evin küçük bebeği Süleyman( -namı diğer sülo-) da sanki söylenilenleri anlıyormuş gibi ağzında emziğiyle etrafa gülücükler dağıtmaktadır. Hareketleri ile de karşılık verir gibidir. )
.
(Kapı açılır ve içeriye baba girer.)
BABA : Ne oluyor yahu? Bu ne yaygara? Sesiniz sokağın taaa başından duyuluyor. (etrafa bir göz gezdirir, ceketini koltuğun üstüne doğru fırlatır)
BABA : Birbirinizi yemeyi bırakın da kurun şu sofrayı, yemeğimizi yiyelim. Zaten canım sıkkın, yorgunum , müdür Cemal fırçasını attı yine… Daha sayayım mı? Kurun şu sofrayı hadi hemen…..
ANNE : Bir gün de canın sıkkın olmasaydı, girer girmez bağırmasaydın, elinde bir demet çiçekle girip “iyi akşamlar karıcığım, nasılsınız bugün ? Ne bileyim bunun gibi tatlı sözler ile giriversen Şu eve, boyun mu kısalır be adam?”
BABA : Daha ne kadar kısalır ki baksana yeterince kısa zaten…
BABAANNE : Paşamın neresi kısaymış.. sülün gibi… yavrum benim
ANNE :hahayyy…. Hiç sülün görmesekte…
BABA : Anne ya bırak artık ben büyüdüm, çoluk çocuğa bile karıştım boyum kadar kızım var bak…halen bana (bilgi yelpazesi. com) çocukmuşum gibi davranıyorsun….
BABANNE : Elbette sen halen benim gözümde çocuksun. ( Bebek süloyu gösterekten..) Şu körpeden bir farkın yok, daha düne kadar altını temizlerdim senin ne çabuk unuttun. Kakada hiç eksik olmazdı donunda…
BABA : ( Baba utanaraktan) Anne sana bu konuları çocukların yanında konuşma demedim mi kaç kere? Olmuyor ama …
(Bu arada sülo da altına kaçırmıştır ve koku etrafa yayılmaya başlamıştır..)
HATİCE : Babacım hoş geldin?
BABA : Hoş bulduk kızım benim (Gözü vazonun olduğu kısma takılır ) yahu sanki burada bir şeyler eksik gibi……
BABANNE : Oğlum boş ver şimdi bunları….(Hatice’ye döner gibi yapar) normal zamanda olsa gözüne soksaydık vazoyu görmez kör herif şimdi hatırlayacağı tuttu be yaa..
(Tam bu sırada kapı çalınır ve kapıcı ramazan içeri girer)
KAPICI : Hanımım bir ihtiyacınız var mı diye geldiydim? Var mı? Yok mu ?
ANNE :Var ramazan efend,i iki kilo şeker, bir şise sıvı yağ ve üç tanede ekmek….haa unutmadan Ramazan efendi?
KAPICI . Buyir hanımım?
ANNE : Varsa büyük boy anlayış en büyüğünden … kocam için belki etkili olur…
KAPICI : Alayışşş…( kafası karışmıştır) o nedir ki hanımım yenen bişiy mi acep ben pek anlayamadım da…Bakkalda bulunur mu .. bulunursa hemen getiririm zaten , bu benim işim de nerden bulacam ben onu şimdiii…
ANNE : Yok tamam süleymen efendi, benim sana söylediklerim getir yeter. İki kilo şeker sıvı yağ ve üç ekmek.. tamam mı?
KAPICI : Tamam hanımım hemen getiririm. Bu arada burası ne kokuyor yaw? (bebeğe doğru bakaraktan) ekşimsi… böyle ne bileyim turp gibi bir şey…
(Bebekte tam bu sırada gazını çıkarı verir. Kötü kokudan etkilendikleri bellidir)
BABANNE : Söyle bakim paşam bugün günlerden ne?
BABA : Çarşamba…
BABANNE : Yok onu demiyorum e salak oğlum benim!
BABA : Karnı aç insanları sevindirme günü mü?? Hehehehe (güler)
(Hatice anne ve babanne hep birlikte)
: Iyyyyy…… Bütün espiri kabiliyetin bu mudur yani?
ANNE : Dikkatini çektiyse senden başka kimsecikler gülmüyor bu dediğine, espiri yoksunu herif!!
(Anne bundan sonra arka mutfağa gider yemek hazırlıklarına başlar)
HATİCE : Babacım benim, sence nasıl bir önemli olay olabilir bu günlerde?
BABA : Yoksa kim 500 milyon yarışmasından para mı kazandınız..
HATİCE : Hayır baba.
BABA : Benim haberim olmadan deprem mi oldu?
HATİCE : Hayır…
BABA : ‘Arka sıradakiler’ dizisinde başka gelişmeler mi oldu yoksa?
HATİCE :Baba yaaa…
BABA : Annen evimi terk edecek yoksa… (güler )
BABAANNE : Keşkeeeee
HATİCE : Yaaa…! Böyle şaka yapma demedim mi ben sana daha önce( yüzünü asar)
BABA : Tamam kızma prensesim Şaka yaptım sadece…. ( yüzünü diğer tarafa çevirir) Nerdeeeee!
(Anne içeri girer… ….)
ANNE : Sen böyle devam et bakalım nereye kadar… ilgisiz herif. (Anne az önce söylenilenleri duymuş gibidir) onu bırak daha çocugunun okulu nerede onu bile bilmiyorsun be adam…
( bu arada bebeği alarak, koltuğun arkasına geçer ve altını değiştirmeğe başlar)
BABA : Niye bilmeyecek mişim? Tabiî ki biliyorum .
ANNE : Peki söyle bana o zaman Hatice’nin öğretmenin adı ne?
BABA : Adımı neee? (Bilmediği tavırlarından bellidir)
ANNE : Evet doğru duydun ve yarışma süren 5 saniye ve başladı bile….. 1,2,3….
BABA : Sultan
ANNE : (anne sok geçirircesine) Sultan da kim be ?
BABA : Hatice’nin öğretmeni
BABAANNE : Aaahaaa…! Şimdi ilk raunt başlıyor…
ANNE : Haticenin öğretmeni bir kere bayan değil erkek … erkeklere sultan ismi ne zamandan beri koyuluyor onu bilmem tabiii adamcağız ismini, ve cinsiyetini mahkeme kararı değiştirmediyse ………. (Bir süresessizlik) ……… Talip Bey……..
BABA : O da kim be?
BABAANNE: Kim olacak benim kaz kafalı oğlum Hatice’nin öğretmeni
BABA : Haaaa….!
ANNE : Ha yaaaaaa .! Sen böyle ilgisiz olmaya devam et bakalım nereye kadar . ancak kendini düşünürsün, degil mi?(Babayı taklit ederek..) Çok yorgunum, bugün beni rahat bırakın, çocuğun ne alemde dersleri nasıl bilmezsin tabii…
BABA : Karnesi iyi geldiği zaman para veririm yaaa, daha ne yapayım be kadın? Ne istiyorsun benden şimdi….?
BABAANNE :Biz istemiyoruz, şu sevgili çocuğun istiyor senden, biraz ilgi, tabiî ki….
BABA : İlgi göstermediğimi mi düsünüyorsun, sevgili karıcım?
ANNE : Aman Allah’ım…. durun ilk defa oldu galiba uzun yılardan beri ilk defa söyledi… tekrar et az önce sölediğini
BABAANNE : Kadın az kalsın kalp krizi geçirecek … yavaş yavaş söyle diyeceklerini..
BABA : Neyi tekrar edeyim
ANNE : Son cümleni
BABA : İlgi gösteriyorum tabiî ki …….
ANNE : Evet devam et….
BABA : Neye devam edeyim
ANNE : (Bağıraraktan) Cümlene… evet..
BABAANNE : Bu baban hakikaten kaz kafalı … Cümlene diyor cümlenin sonuna bişeyler eklemiştin yaaaa normalde pek söylemediğin bir şey…
BABA .: Haaaaaaa
BABAANNE : Haaa yaaaa
BABA : Sizleri gerçekten çok seviyor ve gerçekten de ilgi gösteriyorum sevgili karıcım benim …
BABAANNE : Helee şükür anlayabildi… Bravooo..
(Hatice bu arada konuşma boyunca kardeşiyle ilgilenmiştir, ara ara konuşmalara kulak kabartmıştır ….)
HATİCE : Baba ne haftası bu hafta söyle bakim
BABA : Yoksa okulla alakalı bir gün mü bugün?
BABAANNE : Bunca konuşmadan sonra ancak çıkardın herhal de …Evet okulla alakalı bir hafta bu hafta… hani eskiden sende kutlardın…. hatta o gün sabaha kadar uyku tutmazdı, elinde bayraklar ile bando eşliğinde tören geçidi yapardın…sonra şiirler okur, şarkılar eşliğinde eğlenirdiniz. Ne çabukta unuttun o günleri Azad efendi… Bugün çocuklara özel bir gündür.
BABA : Tabii yaaa… 23 Nisan değil mi bugün?
ANNE : Ha şunu bileydin…
BABA : Eskiden ne kadar eğlenirdik , bando takımına girebilmek için arkadaşlarımızla adeta yarışırdık… Bando takımında olabilmek bizler için çok önemliydi… Hey gidi günler hey..
ANNE : Törenler daha bir coşku ile kutlanırdı. Çocuklar o gün okuluna daha bir temiz giyinip giderlerdi. Saçlar taranır önlükler bir gün önceden yıkanır, ayakkabılar boyanırdı.
BABAANNE :Tabiî ki de anne ve babalar çocukları ile birlikte kutlamaları izlemek için giderlerdi.. Ata’nın çocuklarımıza armağan ettiği şu mutlu günü ellerinde bayraklar, balonlar ile kutlardınız….seni rahmetli baban götürürdü, elinden tutar neşe içinde giderdiniz..
( biranda tavrını değiştirir) Ya sen şu çocuk ile bir gün olsun gittin mi izlemeye? Haa! ( biran sessizlik…)
BABA : Şeyyy.. ben… haklısınız.. (mahçup bir şekilde) bu konuşmalar ile ne kadar büyük bir hata yaptığımın farkına varmış oldum. Bundan böyle daha ilgili olacağım. Bir baba olarak bu eksikliğimi en kısa sürede gidereceğim…
BABAANNE : Madem öyle diyorsun şu şeker kızımın şiirini dinleyerek başlayabilirsin işe mesela….
HATİCE : Evet baba.. dinlersen çok sevinirim…
BABA : Dinlemez olur muyum hiç! Benim biricik kızım.
Hatice şiirini okumaya başlar. Bir süre sonra diğerleri de katılır.oyuncular hep beraber şiiri okumaya başlarlar ve ellerinde ki karanfilleri seyircilere vererek oyunu sonlandırırlar…….
SON
|
|