|
hayatın içinden bilgiler > isimler sözlüğü, isimler ve anlamları > bayan isimleri ve bayan isimlerinin anlamları
E HARFİ İLE BAŞLAYAN BAYAN İSİMLERİ VE BAYAN İSİMLERİNİN ANLAMLARI (İSİMLER SÖZLÜĞÜ)
EBER: (AR) Hayırlı, şerefli, faziletli.
EBRU: (FAR) Kaş. Bulut renginde, buluta benzer, bulut gibi dalgalı, bulutlu. Kağıt üzerine kendine has usulle yapılan, mermer, damarları gibi dalgalı şekilli süsleme. Ciltçilikte ve hat sanatında kullanılır.
EBYAR: (AR) Pek ak, pek beyaz.
ECE: (TR) Baş reis. Kraliçe. Ana. Yaşlı kadın.
ECEGÜL: (TR) (bkz. Ece).
ECEHAN: (TR) (bkz. Ece).
ECEM: (TR) Kraliçem, benim sultanım
ECHER: (AR) Son derece güzel kadın.
ECMEL: (AR) En güzel, en yakışıklı.
ECRİN: (AR) Allah'ın hediyesi.
EDA: (AR) Naz, cilve. Kurum, caka. Alınan şeyi geri ödeme. Bir vazifeyi yerine getirmek.
EDAGÜL: (TR) (bkz. Eda).
EDİBE: (AR) Edepli, terbiyeli, zarif, nazik. Edebiyatla uğraşan kimse.
EDVİYE: (AR) Devalar, ilaçlar, çareler.
EFDAL: (AR) Çok faziletli, yüksek derecede. Tercihe şayan.
EFHEM: (AR) Çabuk anlayan. Zihni açık olan. Daha ulu, çok büyük şeref sahibi.
EFİDE: (AR) Yürekler, kalpler, gönüller.
EFİL: (TR) Rüzgar, dalgalanma.
EFRAZ: (FAR) Kaldıran, yükselten.
EFRUG: (FAR) Parıltı, ışık. Nur.
EFRUZ: (FAR) Şule, parıltı. Aydınlatan, parlatan. Tutuşturan, yakan. Gösterişli güzel.
EFSANE: (FAR) Asılsız hikaye. Masal, boş söz, saçma sapan lakırdı. Dillere düşmüş, maşhur olmuş hadise.
|
EFSER: (FAR) Taç. Subay.
EFSUN: (FAR) Efsun, büyü, sihir, gözbağcılık, (bkz. Füsun).
EFŞAN: (FAR) Eklendiği kelimelere "saçan, dağıtan" manası verir. Gülefşan: Gül saçan. Nurefşan: Nur saçan gibi.
EFTALYA: Bir dönemin ünlü gayrimüslim ses sanatçısı Denizkızı Eftalya'dan
EFZA: (FAR) Artmak, çoğalmak.
EGE: (TR) Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her halinden sorumlu olan. Yaşça büyük, ulu. Sahip.
EGENUR: (TR) (bkz. Ege).
EKİM: (TR) Toprağa ürün ekme işi. Yılın onuncu ayı.
EKİN: (TR) Ekilmiş tahılın sürmüşü, tarlada bitmiş tahıl. Kültür.
ELA: (AR) Sarıya çalan kestane rengi, göz rengi.
ELANUR: (AR) (bkz. Ela).
ELÇİN: (TR) Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne
ELFİDA: (AR) Feda etme, gözden çıkarma, verme.
ELHAN: (AR) Nağmeler, ezgiler.
ELİF: (AR) Arap alfabesinin ilk harfi. Ebced hesabında değeri birdir. Müzikte "la" notasını ifade için kullanılırdı. Ülfet eden, dost, tanıdık. Alışmış, alışkın, alışık.
ELİFE: (AR) (bkz. Elif).
ELMAS: (YUN) Bilinen kıymetli taş. Pek sevgili ve kıymetli. Billurlaşmış saf ve şeffaf karbon. Ucunda sivri bir elmas parçası bulunan ve cam kesmekte kullanılan alet.
ELVAN: (AR) (Levn'ler) Renkler, çok renkli, polikrom. Çeşitli güzel kokuları tanımlamak için de kullanılır.
ELVİDA: (AR) Allah'a ısmarladık. Allah'a emanet olun yollu ayrılık hitabı, ( el-Veda).
EMEL: (AR) Ümit. Şiddetli arzu, hırs, tamah. Uzun zamanda gerçekleşebilecek arzu. İnsan ömrünün yetmeyeceği hülyalar, kuruntular.
EMİNE: (AR) Gönlü emin, kalbinde korku olmayan. (Arapça'daki Amine kelimesinin Türkçeleştirilmiş şeklidir. )
EMİRE: (AR) Bir kavmin, bir şehrin başı. Büyük bir hanedana mensup kimse.
EMRİYE: (AR) Emirle ilgili.
ENFES: (AR) Çok güzel, en güzel.
ENHAR: (AR) Irmaklar, çaylar. Cennetlerin altlarından akan ırmaklar.
ENİSE: (AR) Dost arkadaş. Yar, sevgili.
ERÇİN: (FAR) Merdiven, basamak.
ERDA: (AR) Beyaz karınca.
ERDEMAY: (TR) Faziletli ay.
ERDİBİKE: (TR) Olgunluğa erişmiş, deneyimli kadın.
ERENGÜL: (TR) Eren ve gül isimlerinden birleşik.
ERGE: (TR) Şımarık, nazlı.
ERİBE: (AR) Akıllı, zeki kimse.
ERİKE: (AR) Taht.
ERMA: (AR) Çok güzel ve cilveli olan.
ERVİN: (FAR) Tecrübe, sınama, deneme. Şeref ve itibar.
ESENGÜL: (TR) Canlı, dipdiri, renkleriyle yeni açan güzel gül.
ESER: (AR) Nişan, alamet, iz. Etki, tesir. Yok olmuş bir nesneden kalma parça. Bir kişinin ortaya koyduğu mahsul, telif. Hadis, hadis ilmi. İmal, icat.
ESİN: (TR) Rüzgar, sabah rüzgarı. İlham, çağrışım.
EŞLEM: (AR) En selamatli, en emin, en doğru (bilgi yelpazesi.net) yol. Kendisini bütünüyle Allah'ın dinine adamış.
ESMA: (AR) Adlar. Kulaklar, işitme.
ESMAHAN: (bkz. Esma).
ESMAN: (AR) Bedeller, kıymetler, değerler.
ESME: (TR) Esmek fiili.
ESMER: (AR) Siyah, kara.
ESMERAY: (AR-TR) Siyah ay, buğday renkli, karayağız.
ESRA: (AR) Daha hızlı, daha çabuk, en çabuk.
ESVED: (AR) Siyah, kara.
EVİN: (TR) Tohum, tane, öz cevher.
EVLA: (AR) Daha uygun, daha layık, daha iyi üstün. Hayırlı amel.
EVNUR: (TR) (bkz. Evdegül)
EVRA: (FAR) Hisar.
EVŞEN; (TR) Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir
EYLÜL: (AR) Sonbahar'ın ilk ayı.
EYŞAN: (TR) Şanlı güzel, güzelliği ile ünlü
EZAMET: (AR) (bkz. Azamet). Büyüklük, ululuk. Çalım, kıvrım.
EZFER: (AR) Güzel kokulu.
EZGİ: (TR) Belli bir kurala göre yaratılan ve kulakta haz uyandıran nota dizimi. Makamla söylenen manzum söz. Beste.
EZRA: (AR) Pek fasih, sözü düzgün adam. Beyaz kulaklı siyah at.
EZRAK: (AR) Mavi gözlü. Gök rengi saf ve temiz su.
|
>>>TIKLAYIN<<<
|