|
hayatın içinden bilgiler > isimler sözlüğü, isimler ve anlamları > bayan isimleri ve bayan isimlerinin anlamları
T HARFİ İLE BAŞLAYAN BAYAN İSİMLERİ VE BAYAN İSİMLERİNİN ANLAMLARI (İSİMLER SÖZLÜĞÜ)
TAÇNUR: (AR) Işıktan, nurdan taç.
TAHİRE: (AR) Temiz, pak. Türk musikisinde basit bir makam.
TAİBE: (AR) Tövbe eden. Günahlarından dolayı pişmanlık duyup Allah'tan af dileyen.
TAİFE: (AR) Bölük, takım, güruh, fırka. Kavim, kabile. Tayfa.
TALİA: (AR) Tulu eden, öncü. Talih, şans, kısmet.
TALİBE: (AR) Talep eden arayan, isteyen; istekli. Alıcı müşteri. Talebe, öğrenci.
TALİHA: (AR) Şans, talih, kader.
TALİYE: (AR) Sonradan gelen, bir şeyin arkası sıra giden. İkinci derecede olan.
TALU: (TR) Seçkin, seçilmiş, güzel. İki kürek kemiği arası.
TAMAY: (TR) Dolunay, ayın ondördü.
TAN: (TR) Güneş doğmadan önceki alacakaranlık, şafak vakti.
TANAY: (TR) Şafak ve ay.
TANEGÜL: (TR) Biricik gül.
TANSEL: (TR) Tan sel.
TANSELİ: (TR) Tan seli.
TANSU: (TR) Şafağın aydınlattığı su.
TANYEL: (TR) Şafak vakti esen rüzgar.
TANYELİ: (TR) Tan vakti esen yel.
|
TANYERİ: (TR) Güneş doğmak üzereyken, ufukta hafifçe aydınlanan yer.
TARA: (FAR) Yıldız, necim.
TAYYİBE: (AR) İyi, hoş, güzel ala. Helal, çok temiz.
TAZE: (FAR) Körpe, genç.
TAZEGÜL: (FAR) Yeni açan gül.
TAZİME: (AR) Ululama, büyük sayma. Saygı gösterme, ikram etme.
TEBESSÜM: (AR) Gülümseme.
TEDÜ: (TR) Bilge, zeki, anlayışlı kimse.
TEKGÜL: (TR) Gül ailesi içinde benzeri olmayan güzellikte. Yalnız gül.
TELMİYE: (AR) Parıldatma, renk renk yapma. Dizeleri başka başka dillerde , manzume yapma.
TELVİN: (AR) Renk verme, boyama.
TENZİLE: (AR) İndirme, aşağı düşürme.
TENNUR: Teni nurlu, aydınlık olan
TERCAN: (TR) Genç, taze, delikanlı. Kırmızı buğday.
TEREN: (FAR) Nesteren denen gül.
TESLİYE: (AR) Teselli verme, avutma.
TESNİM: (AR) Cennet suyu, cennetteki ırmaklardan birinin adı.
TESRİYE: (AR) Sıkıntıyı, gamı, kederi yok etme.
TEŞRİFE: (AR) Şereflendirme, onurlandırma.
TEVFİKA: (AR) Uydurma, uygun düşürme. Başarıya ulaştırma. Allah'ın yardımına kavuşma.
TEZCAN: (TR) - Telaşlı, heyecanlı, beklemeye dayanamayan, sabırsız.
TEZEHHÜR: (AR) Çiçeklenme.
TEZER: Çabuk ve erken
TİCAN: (AR) Taçlar.
TİJEN : TİGEN : Diken, göze, gönüle batıveren / Kılıç kullanan
TOMRİS: (YUN) Tarihte, Pers kralı II. Keyhüsrev'le (bilgi yelpazesi.net) savaşmış olan Massagetlerin ünlü kraliçesi. Demir.
TOMURCUK: (TR) Bitkinin üzerinde bulunan, çiçek ya da yaprak verecek olan filiz.
TONAY:(*) Ay gibi parlak, ışıklı giysi.
TÖRE: (TR) Eğitim, görgü, gelenek. Soyluluk, asalet. Eksiksiz, mükemmel.
TRAJE: (FAR) Gökkuşağı.
TUBA: (AR) Kökü yukarıda, dallan aşağıda cennet ağacı. En güzel, en iyi, hoş.Baht, mutluluk, müjde.
TULÜ: (AR) Doğma, doğuş.
TULÜN: (TR) Dolun.
TUNA: (TR) Çok bol. Yavru. Görkemli, gösterişli. Karaormanlardan doğan, Karadeniz'e dökülen, Avrupa'nın Volga'dan sonra en uzun ırmağı.
TÜRKAN: (TR) Koruyucu, muhafız.
TUĞÇE (TR) Küçük tuğ. (TUĞ: (TR) Eskiden paşalara verilen at kılından yapılmış sorguç.)
TURRE: (AR) Alın saçı, kıvırcık, saç lülesi.
TUTAM: Bir desteden daha az, parmak uçlarıyla alınabilen. Tutmaktan tutam
TUTİ: (FAR) Papağan türünden bir kuş. Konuşmayı seven, konuşkan.
TUTKU: (TR) Güçlü istek ve coşku.
TUTKUN: (TR) Bir şey ya da birine düşkün bağlı. Bol, verimli. Esir, tutsak.
TÜLAY: (TR) İncelikle, düşle ilgili.
TÜLİN: (TR) Ayın çevresinde oluşan dairesel hale. Ayna.
TÜMAY: (TR) Dolunay.
TÜNAY / TUNAY: Mehtap, ay ışığı, gece görülen aydınlık
TÜRKÂN: (TR) Saltanat ve idarede yönetime etki eden prenses.
TÜZENUR: (TR-AR) Tüze nur. Işığın adaleti ya da Adaletli ışık, nur.
|
>>>TIKLAYIN<<<
|