|
hayatın içinden bilgiler > isimler sözlüğü, isimler ve anlamları > erkek isimleri ve erkek isimlerinin anlamları
B HARFİ İLE BAŞLAYAN ERKEK İSİMLERİ VE ERKEK İSİMLERİNİN ANLAMLARI (İSİMLER SÖZLÜĞÜ)
BABÜR: Hindistan'da yaşayan bir tür kaplan/Babür imp. kurucusu Babürşah'tan
BAĞATUR: (TR) Cesur yiğit.
BAĞDAŞ: (TR) Yakın arkadaş, dost.
BAĞIŞ: (TR) Bağışlanan şey, ihsan. Sıçrayış, atlama.
BAĞIŞCAN: (TR) (bkz. Bağış).
BAĞIŞHAN: (TR) (bkz. Bağış).
BAĞLAM: (TR) Cinsleri ayrı ya da birbirlerine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, deste.
BAHA: (AR) Değer fiyat, kıymatinin karşılığı, Ederi
BAHADIR: (FAR) Cesur, yiğit, kahraman, atak, gözünü daldan budaktan esirgemeyen. BAHADIRHAN: (FAR-TR) (bkz. Bahadır).
BAHAEDDİN / BAHATTİN : (AR) Dinin güzelliği.
BAHAMRA: (AR) Irak'ta bir yer.
BAHAULLAH: (AR) Allah katında değer ve kıymet sahibi.
BAHİR: (AR) Deniz, derya. Belli, besbelli, açık, apaçık. Işıklı, parlak, güzel.
BAHİT: (AR) Bahtı açık şanslı.
BAHRA: (AR) Timur devletinin güney sınırını koruyan eski bir sınır kalesi.
BAHRİ: (AR) Denizle ilgili, denizci, denizin gücü, sonsuzluğu
BAHTİYAR: (FAR) Mutlu, talihli, Hayatından memnunolan
BAKİ: (AR)Süreklilik sahibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz, sonu olmayan
BALA: (TR) Çocuk yavru. Yüksek, yüce, yukarı. Azat.
BALABAN: (TR) Er. Bir tür yırtıcı kuş. İri cins bir tür Doğan (kuş). Gürbüz canlı, cüsseli, insan veya hayvan.
BALAMAN: (TR) (bkz. Balaban).
BALAMİR: (TR) Eski bir Türk kağanı. (IV. yy.) Alanları ve Ostrogotları yenerek batıya sürdü.
BALATEKİN: (TR) (bkz. Balaban).
BALCAN: (TR) Bal gibi tatlı canlı.
BALDEMİR: (TR) Güçlü, kuvvetli, şirin.
BALER: (TR) Tatlı dilli, cana yakın kimse.
BALIM. (TR) Kardeş. Çok sevgili, samimi arkadaş.
BALİ: (AR) Eski, koca, köhne.
BALİSOY: (AR+TR) Eski, köklü soydan gelen.
BALK: (TR) Şimşek.
BALKAN: (TR) Sarp ve ormanlık sıradağları. Avrupa'nın güneydoğu bölgesine verilen isim. Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya, Arnavutluk ve Romanya'yı içerir.
BALKAR: (TR) Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir Türk boyu. Kıpçaklann bir kolu.
BALKI: (TR) Parıltı, ışık. Güzel parlak, süslü. Şimşek.
BALKIR: (TR) Parıltı, ışık, şimşek.
BALKOÇ: (TR) (bkz. Balkı).
BALSAN: (TR) (bkz. Balım).
BARAK: (TR) Oğuzların Bayat boyuna mensup bir oymak. Gaziantep, Kilis ve Nizip çevresinde yaşarlar.
BARAN: (FAR) Yağmur.
BARANSEL: (FAR+TR) (bkz. Baran).
BARAY: (TR) Ezeli, öncesi olmayan, öncesiz.
BARBAROS: (İTA) Kırmızı sakal. Baba Oruç. Türk denizci kaptanı derya. Oruç Gazi'nin İtalyanlarca meşhur olan ismi. Kanuni döneminde yaşayan ünlü denizci. Barbaros Hayrettin olarak bilinmektedir.
BARIK: (TR) Sivri tepeler arasındaki uçurum, yüksek kayalıklardaki çatlaklıklar. Yeşillik, çayırlık yer.
BARIKHAN: (TR) (bkz. Barık).
BARIM: (TR) Varlık, servet, zenginlik.
BARIN: (TR) Bütün, hep. Güç kuvvet. Göğüs. Moğol devrinde Orta Asya'da büyük beyliklerden biri.
BARIŞ: (TR) Savaşsızlık durumu. 2. Savaştan sonra silah bırakma, uzlaşma. Dirlik, düzenlik.
BARIŞCAN: (TR) (bkz. Barış).
BARİK: (AR) Parıldayan. Nazik, dakik, ince.
BARKAN: (TR) Çöllerde rüzgarın esme yönüne dikey doğrultuda oluşan ay biçimindeki küçük kumsal külle. Hareketli kumul.
BARKIN: (TR) Yolculuk eden, yolcu gezgin.
BARLAS: (TR) Kahraman, savaşçı.
BARS: (TR) Kaplana benzeyen yırtıcı hayvan. Arı oğulu. Pars
BARTU: (TR) En eski Türk kağanlarından biri.
BASRİ. (AR) Gören, görme ile ilgili, görebilmek
BAŞAR: (TR) Başarılı ol, işi sonuçlandır.
BAŞARMAN: (TR) Yaptığı işi başarıyla sonuçlandıran.
BAŞAY: (TR) Birinci, ilkay.
BAŞBUĞ: (TR) Başkumandan, hükümdar.
BAŞEĞMEZ: (TR) Buyruk altına girmeyen, kişilikli.
BAŞER: (TR) (bkz. Başar).
BAŞİR: (AR) Müjdeci. Güler yüzlü, mesut, mutlu. (bkz. Beşir).
BAŞKAYA: (TR) Kayaların başı, güçlü, kuvvetli.
BAŞKAYNAK: (TR) İlk kaynak. Ana kaynak.
BAŞKUR: (TR) Türk çadırlarının çevresindeki kanatlan örten bölümlerin üst tarafına bağlanan kuşak.
BAŞKURT: (TR) Ural dağlan güneyinde yaşayan ve Türklerin Kıpçak kolundan olan bir boy. Asıl ismi Başkırt'tır.
BAŞKUT: (TR) Kutlu, talihli kimse.
BAŞOK: (TR) Önde olan yiğit.
BAŞOL: (TR) Başta ol, önder ol.
BAŞÖZ: (TR) Önemli soydan gelen.
BAŞSOY: (TR) (bkz. Başöz).
BAŞTUGAY: (TR) (bkz. Başok).
BAŞTUĞ: (TR) (bkz. Başman).
BATIBOY: (TR)Türklerin göç sonucu batıya yerleşen oymakları.
BATIHAN: (TR) (bkz. Batı).
BATI: (TR) Güneşin battığı yön ve bu yöndeki ülkeler.
BATIKAN: (TR) Batı+ Khan Batının Hanı ya da Batının Kanı anlamında
BATIR: (TR) Yiğit, kahraman, bahadır.
BATIRAY: (TR) (bkz. Batır).
BATIRHAN: (TR) (bkz. Batır).
BATTAL: (AR) Cesur, kahraman. Pek büyük.
BATU: (TR) Üstün gelen, gücü yeten, galip.
BATUĞ: (TR) (bkz. Batu).
BATUHAN: (TR) Altınordu devletinin kurucusu (1204-1255). Cengiz Han'ın torunu.
BATUR: (TR) Kahraman, yiğit, cesur, bahadır.
BATURALP: (TR) Yiğitler yiğidi.
BATURAY: (TR) (bkz. Batur).
BATURHAN: (TR) (bkz. Batur).
BAVER: (FAR) inanma, güvenme. Sağlam, pek doğru.
BAYAR: (TR) Ulu, yüce saygın, soylu. Ekilmemiş toprak.
BAYAZID: (AR) (bkz, Bayezit).
BAYBARS: (TR) Bahri Memlüklerin sultanı olup Kıpçak ülkesinde doğmuştur.
BAYBAŞ: (TR) Zengin, ileri gelen, saygın.
BAYBEK: (TR) (bkz, Baybaş).
BAYBORA: (TR) Fırtına.
BAYCAN: (TR) (bkz. Baybaş).
BAYÇA: (TR) Zengin, varlıklı.
BAYDAK: (TR) Bayrak.
BAYDAN: (TR) Şımarık, gururlu, kendini beğenmiş.
BAYDAR: (TR) Kırım yarımadasında Sivastopol şehrinin güneyinde tartada bir Türk köyü. Güzellik ve bereketiyle ünlüdür.
BAYDIR: (TR) Güçlü, kuvvetli.
BAYDU: (TR) İlhanlı devleti hükümdarı Hulagunun torunu. 11 ay İlhanlı devleti hükümdarı oldu.
BAYDUR: (TR) Güçlü, kuvvetli, cesur.
BAYDURALP: (TR) (bkz. Baydur).
BAYER: (TR) Zengin, varlıklı kimse.
BAYEZİT: (AR) Çeşitli zamanlarda yaşamış Osmanlı şehzadelerinin genel adı.
BAYGÜÇ: (TR) Zengin ve güçlü kimse.
BAYKAN: (TR) (bkz, Baygüç).
BAYINDIR: (TR) İmar edilmiş, mamur.
BAYKAL: (TR) Yaban kısrağı. Deniz. Moğolistandaki büyük göl
BAYKAM: (TR) Hekim, doktor.
BAYKAN: (TR) Bay soyundan, zengin.
BAYKARA: (AR) Bir kuş türü. Malı çok olan. Böbürlenerek, salınarak yürüme.
BAYKOCA: (TR) Varlıklı, saygın.
BAYKURT: (TR) (bkz. Baykoca).
BAYKUT: (TR) Kutlu talihli.
BAYKUTAY: (TR) (bkz. Baykut).
BAYMAN: (TR) Varlıklı, saygın.
BAYRAKTAR: (FAR) Bayrak taşıyan.
BAYRAM: (TR) Neşe ve sevinç günü. Dini ya da milli bakımdan özel değeri olan ve milletçe kutlamalar yapılan gün veya günler.
BAYRI: (TR) Çok eski zamanlarda var olmuş, eskiden beri var olan.
BAYRU: (TR) (bkz. Bayrı).
BAYRUALP: (TR) (bkz. Bayru).
BAYRUHAN: (TR) (bkz. Bayru).
BAYSAL: (TR) Soylu, ünlü kişi.
BAYSAN: (TR) Zengin, tanınmış.
BAYSU: (TR) (bkz. Baysan).
BAYSUNGUR: (TR) Akkoyunlu hükümdarlarından.
BAYTAL: (TR) Kısrak. 2. Bayır, yokuş.
BAYTEKİN: (TR) (bkz. Baytal).
BAYTUGAY: (TR) (bkz. Tugay)
BAYTÜZE: (TR) (bkz. Tüze).
BAYTÜZÜN: (TR) (bkz. Tüzün).
BAYÜLKEN: (TR) (bkz. Ülgen).
BEDAYİ: (AR) Eşi benzeri olmayan güzel, mükemmel, yeni şeyler.
BEDEL: (AR) Değer, kıymet. Bir şeyin yerine verilen, yerini tutan şey, karşılık.
BEDİ: (AR) Bir şeyi örneği olmadığı halde meydana getiren. Yoktan vareden. Allah'ın 99 isminden birisidir. Güzel, güzellik.
BEDİD: (FAR) Meşhur, görünür, açık meydanda.
BEDİH: (AR) Şan ve şerefi büyük olan.
BEDİHİ: (AR) Besbelli, açık-apaçık.
BEDİR: (AR) Dolunay, ondört gecelik ay.
BEDİRHAN: (FAR) İleri görüşlü, aydın lider.
BEDREDDİN / BEDRETTİN: (AR) Din'in nuru, ışığı. Dinin aydınlığı, dinde bilgelik.
BEDRİ: (AR) Er. 1. İçi altın dolu kese. Ay'la ilgili, ayın ondördü gibi güzel.
BEDRÜLCEMAL: (AR) Ay yüzlü.
BEDÜK: (TR) Büyük, yüce, gösterişli, önemli.
BEDİR: (AR) Ayın ondördü. Dolunay. Ay.
BEDİRHAN: (AR-TR) Ay+ Han gibi Bedir + Han
BEDRETTİN: (AR) Bedreddin. Ayın ondördü gibi ışık saçan, temiz ve yüce
BEDRİ: (AR) Ay gibi, aya benzeyen, Aya ait
BEHÇET / BEHCET: (AR) Sevinç. Güzellik, güleryüzlülük. Şirinlik.
BEHİÇ: (AR) Şen, güzel, güleryüzlü adam.
BEHLÜL: (AR) Çok gülen, çok gülücü. Hayır sahibi, çok iyi adam.
BEHMAN: (FAR) Filan filanca. Fars takviminde 11. ay'a ve her ayın 2. gününe karşılıktır.
BEHMAR: (FAR) Çok ziyade, fazla.
BEHNAN: (AR) Güleç, güler-yüzlü, iyi huylu ve daima gülen adam.
BEHRAM: (FAR) Merih yıldızı. Her ayın 20. günü.
BEHZAD / BEHZAT: (AR) Ressam, minyatürcü.
BEKATA: (TR) İleri gelen, saygın. Soylu, isim yapmış sülaleden.
BEKBARS: (TR) (bkz. Bekata).
BEKDEMİR: (TR) (bkz. Bekata).
BEKDİL: (TR) Doğru sözlü, mert. Gönlü zengin.
BEKİL: (AR) Yakışıklı, süslü delikanlı, genç.
BEKİR: (AR) Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse, bakir.
BEKRİ: (AR) El değmemiş, Bakir, Tertemiz, bozulmamış.
BEKRİYE: (AR) Her şeyin evveli, ilk çocuk. Genç ve taze kız. Dişi deve yavrusu.
BEKSAN: (TR) Tanınmış, ünlü, (bilgi yelpazesi.net) saygın. Bey ünvanı taşıyan.
BEKTAŞ: (FAR) Yaşıt, Akran. Eş, müsavi.
BEKTÖRE: (TR) Güçlü, değişmez töreleri olan, törelerine bağlı.
BENDER: (FAR) Deniz veya büyük nehir üzerindeki liman. Ticaret limanı.
BENGİ: (TR) Sonu olmayan, hep kalacak olan, sonsuz, ebedi.
BENGİALP: (TR) (bkz. Bengi).
BENGİSAN: (TR) (Bengi).
BENGİSOY: (TR) (bkz. Bengi).
BERA: (AR) Fazilet. Seçkin olma vasfı. Olgunluk.
BERAT: (AR) Resmi belge, imtiyaz belgesi.
BERCA: (FAR) Yerinde tam doğru ve münasip.
BEREN: (TR) Güçlü, kuvvetli, akıllı.
BERGİN: (TR) (bkz. Berkin).
BERHUZ: (FAR) Dağarcık, torba.
BERİ: (AR) Salim, kurtulmuş. Temiz, Arınmış.
BERİD: (AR) Haberci.
BERİN: (FAR) En yüksek, çok yüce. Soylu.
BERK: (TR) Sağlam, kuvvetli. Katı, sert. Şiddetli.
BERKA: (AR) Kuzey Afrika'da eski bir şehir.
BERKAN: (AR) Şakıma, parıldama. Kıvırcık tüylü kuzu postu kürkü.
BERKANT: (TR) Güçlü, bozulmaz, yemin.
BERKAY: (TR) (bkz. Berk).
BERKE: (TR) Kama. Altınordu hükümdarı.
BERKEL: (TR) Güçlü el.
BERKER: (TR) Güçlü, sağlam kişilikli.
BERKİ: (TR) Şimşek gibi parlak.
BERKİN: (TR) Sağlam güçlü kuvvetli.
BERKKAN: (TR) Güçlü soydan gelen.
BERKMAN: (TR) Güçlü, sağlam, kişilikli.
BERKSAN: (TR) Güçlü tanınan kimse.
BERKSOY: (TR) (bkz. Berksan).
BERKSU: (TR) Soğuk ve keskin su.
BERKÜN: (TR) Sağlam, güçlü tanınmış.
BESALET: (AR) Korkusuzluk, yüreklilik.
BESİM: (AR) Güleryüzlü, güleç adam.
BEŞAREDDİN / BEŞARETTİN: (AR) Dinin müjdesi.
BEŞİR: (AR) Müjde getiren müjdeci. Güleryüzlü güleç adam.
BETİK: (TR) Yazılı olan şey, yazılmış yapıt.
BETİM: (TR) Bir nesnenin kendine özgü belirtilerini tam ve açık bir biçimde, söz ya da yazıyla anlatma, tasvir. Herhangi bir şeyin resmi ya da heykeli.
BEYAN: (AR) Bildirme, söyleme, açıklama. Belli apaçık.
BEYATİ: (AR) Gece uyuma, gece iş görme, geceyi işiyle geçirme. Türk müziğinin en eski makamlarından.
BEYAZIT: (AR) (Bkz. Bayezit)
BEYBOLAT: (TR) Çelik gibi güçlü, saygın kimse.
BEYBARS: (TR) (bkz. Baybars).
BEYCAN: (TR) (bkz. Beybolat).
BEYHAK: (AR) Horasan'ın Nişabur eyaletinde bir bölge.
BEYKAL: (TR) (bkz. Beycan).
BEYKAN: (TR) (bkz. Beycan).
BEYREK: (TR) Çok nazik, efendi, bey. Hüzünlü.
BEYSAN: (TR) (bkz. Beycan).
BEYSUN: (TR) Nazik insan.
BEYZADE: (FAR-TR) Beyoğlu. Soylu kimse.
BİCAN: (FAR) Cansız, ruhsuz. Canını esirgemeyen, şehit.
BİLAL: (AR) Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık.
BİLAN: (TR) Süslü ve işlemeli kılıç kemeri.
BİLAY: (TR) Ay gibi asil ol.
BİLDAR: (FAR) Bel, belleyen, yer kıran, kürek çeken.
BİLEK: (TR) Güç, kuvvet.
BİLEN: (TR) Bilgili, görgülü, anlayışlı.
BİLGE: (TR) Bilgili, iyi geniş, derin, bilgi sahibi kimse.
BİLGEALP: (TR) (bkz. Bilge).
BİLGEHAN: (TR) Göktürk hakanı (683-734). Babası Kutluğ İlteriş Han'dır.
BİLGEKAĞAN: (TR) (bkz. Bilge). Bilge Kağan (683-734). Göktürk hakanı. İkinci Göktürk hanedanlığının kurucusu.
BİLGEKAN: (TR) Bilgin soydan gelen.
BİLGER: (TR) Akıllı, bilgili, bilge, bilgin.
BİLGİN: (TR) Bilgili kişi,alim.
BİLKAN: (TR) Bilgili.
BİLMEN: (TR) Bilen, anlayan, bilgili.
BİLTAY: (TR) (bkz. Bilmen).
BİNALİ: (AR) Ali'nin oğlu.
BİNALP: (TR) Yiğitler.
BİNKAN: (TR) Soylu kanlar.
BİRANT: (TR) Özel, tek yemin. Özelliği olan yemin.
BİRAT: (TR) Asil, soylu, bir aileye mensup. İlk erkek çocuğa verilen isim.
BİRAY: (TR) Ay gibi tek, eşsiz.
BİRCAN: (TR) Tek, eşsiz.
BİRGE: (TR) Kamçı. Birlikte, beraber.
BİRGİT: (TR) Birleşik, birleşmiş, birlik almış.
BİRHAN: (TR) Tek yönetici.
BİRKAN: (TR) Soylu.
BİRKE: (AR) Büyük havuz. Gölcük. Göğüs.
BİROL: (TR) Tek ad, bir ol.
BİRTAN: (TR) Bir tane, tek.
BİRUN: (FAR) Dışarı. Dış harici. Osmanlı Devleti'nde saray dışında görevli memurlar.
BİSTAMİ: (FAR) (bkz. Bistem).
BİSTEM: (FAR) Horasan eyaletinde El-Bürz eteklerinde bir şehir. 2. Bistam tarafından kurulduğu için bu ismi almıştır. Elmaslarıyla ünlüdür.
BİŞAR: (FAR) Esir tutsak. Altın, gümüş kakmalı işlemeler. Saçılan şey, saç. Güçsüz, dermansız.
BOĞAÇ: (TR) Küçük yaşta boğa öldürdüğü için kendisine bu ad verilen, Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman. Dirse Han'ın oğlu.
BOĞAÇHAN: (bkz. Boğaç).
BOĞATAŞ: (TR) Ünlü Türk beylerinden biri.
BOLGAN: (TR) Eski Türk adlarından.
BOLHAN: (TR) (bkz. Bolgan).
BORA: (İTA) Araziden çıkan şiddetli rüzgar.
BORAN: (Tür.) Rüzgar, şimşek, gökgürültüsü, sağanak yağmurun birlikte olduğu iklim olayı.
BORANALP: (bkz. Boran).
BORATAY: (bkz. Boran).
BOYLAN: (TR) Kibirli, mağrur.
BOYRAZ: (TR) Kuzey rüzgarı.
BOYSAN: (TR) Uzun boylu, yakışıklı delikanlı.
BOYSEL: (TR) Uzun boylu.
BOZBEY: (TR) Kır beyi, gri.
BOZBORA: (TR) Fırtına.
BOZDOĞAN: (TR) Bir şahin türü.
BOZER: (TR) Beyaz tenli.
BOZKAYA: (TR) (bkz. Bozer).
BOZKURT: (TR) Göktürk efsanelerinde yer alan kutsal hayvan.
BOZUN: (TR) Büyük Selçuklu emirinin adı. Sürülmemiş tarla.
BOZYEL: (TR) Yağmur getiren lodos rüzgarı.
BOZYİĞİT: (TR) (bkz. Bozer).
BÖKE: (TR) Kahraman, güçlü kimse. Önder, başkan, reis. Kabadayı, cesur efe. Güreşçi, pehlivan.
BÖRÇETİN: (TR) Tarihçilere göre Türkleri Ergenekon'dan kurtaran demircinin adı.
BUDAK: (TR) Ağacın dal olacak sürgünü. Dal. Dalın gövde içindeki sert bölümü.
BUDUN: (TR) Halk, kavim, ahali.
BUDUNALP: (bkz. Budun).
BUĞRA: (FAR) Büyük erkek deve, iki hörgüçlü deve. Turna kuşu, sürünün önünde uçan turna.
BUĞRAHAN: (FAR-TR) Bkz. Buğra
BUHRİ: (AR) Tütsüye ait. Denize ait.
BUKA: (AR) Ülke, yer. Büyük bina. Ben, benek.
BULAK: (TR) Kaynak, pınar, çeşme.
BULUT: (TR) Su buharlarının yoğunlaşmasıyla meydana gelen ve gökyüzünde farklı yükseklikte bulunan kütle.
BUMİN: (TR) Baykuş, Puhu kuşu. Göktürk devletinin kurucusu (Öl. 552).
BUMİNHAN: (TR) (bkz. Bumin).
BURAK: (AR) Berk sözcüğünden (Yıldırımdan) türetilmiştir.
BURÇ: (AR) Süryanice Burgus kelimesinin (bilgi yelpazesi.net) Arapçalaştırılmış biçimi.Kalenin köşelerine yapılan daha yüksek ve daha kalın çıkıntı kule. Güneşin ayrıldığı oniki kısımdan herbiri.
BURÇAK: (TR) Baklagillerden, taneleri yemiş olarak kullanılan bir bitki.
BURÇHAN: (TR) (bkz. Burç).
BURHAN: (AR) Delil, kanıt. İlahi aydınlık.
BURHANEDDİN / BURHANETTİN: (AR) Dinin delili.
BURKAN: (Tür.) Uygur Türklerinin Budaya verdikleri ad.
BURKHAN: (TR) Put, heykel, Buda heykeli.
BUYAN: (TR) Mutluluk, uğur, talih.
BUYRUK: (TR) Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı güç. Emir. Direktif.
BUYRUKALP: (bkz. Buyruk).
BÜLENT: (FAR) Yüce yüksek, ala, ulu.
BÜNYAMİN: (AR) Yakup peygamberin en küçük oğlu. İbranice Sözcük anlamı: Sağ elin oğlu
BÜRGE: (TR) Bir yerde duramayan canlı, taşkın kimse.
BURKAN: (AR) Yanardağ, volkan.
|
>>>TIKLAYIN<<<
|