hayatın içinden bilgiler > isimler sözlüğü, isimler ve anlamları > erkek isimleri ve erkek isimlerinin anlamları

B HARFİ İLE BAŞLAYAN ERKEK İSİMLERİ VE ERKEK İSİMLERİNİN ANLAMLARI (İSİMLER SÖZLÜĞÜ)

 

BABÜR: Hindistan'da yaşayan bir tür kaplan/Babür imp. kurucusu Babürşah'tan

BAĞATUR: (TR) Cesur yiğit.

BAĞDAŞ: (TR) Yakın arkadaş, dost.

BAĞIŞ: (TR) Bağışlanan şey, ihsan. Sıçrayış, atlama.

BAĞIŞCAN: (TR) (bkz. Bağış).

BAĞIŞHAN: (TR) (bkz. Bağış).

BAĞLAM: (TR) Cinsleri ayrı ya da birbirlerine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, deste.

BAHA: (AR) Değer fiyat, kıymatinin karşılığı, Ederi

BAHADIR: (FAR) Cesur, yiğit, kahraman, atak, gözünü daldan budaktan esirgemeyen. BAHADIRHAN: (FAR-TR) (bkz. Bahadır).

BAHAEDDİN / BAHATTİN : (AR) Dinin güzelliği.

BAHAMRA: (AR) Irak'ta bir yer.

BAHAULLAH: (AR) Allah katında değer ve kıymet sahibi.

BAHİR: (AR) Deniz, derya. Belli, besbelli, açık, apaçık. Işıklı, parlak, güzel.

BAHİT: (AR) Bahtı açık şanslı.

BAHRA: (AR) Timur devletinin güney sınırını koruyan eski bir sınır kalesi.

BAHRİ: (AR) Denizle ilgili, denizci, denizin gücü, sonsuzluğu

BAHTİYAR: (FAR) Mutlu, talihli, Hayatından memnunolan

BAKİ: (AR)Süreklilik sahibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz, sonu olmayan

BALA: (TR) Çocuk yavru. Yüksek, yüce, yukarı. Azat.

BALABAN: (TR) Er. Bir tür yırtıcı kuş. İri cins bir tür Doğan (kuş). Gürbüz canlı, cüsseli, insan veya hayvan.

BALAMAN: (TR) (bkz. Balaban).

BALAMİR: (TR) Eski bir Türk kağanı. (IV. yy.) Alanları ve Ostrogotları yenerek batıya sürdü.

BALATEKİN: (TR) (bkz. Balaban).

BALCAN: (TR) Bal gibi tatlı canlı.

BALDEMİR: (TR) Güçlü, kuvvetli, şirin.

BALER: (TR) Tatlı dilli, cana yakın kimse.

BALIM. (TR) Kardeş. Çok sevgili, samimi arkadaş.

BALİ: (AR) Eski, koca, köhne.

BALİSOY: (AR+TR) Eski, köklü soydan gelen.

BALK: (TR) Şimşek.

BALKAN: (TR) Sarp ve ormanlık sıradağları. Avrupa'nın güneydoğu bölgesine verilen isim. Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya, Arnavutluk ve Romanya'yı içerir.

BALKAR: (TR) Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir Türk boyu. Kıpçaklann bir kolu.

BALKI: (TR) Parıltı, ışık. Güzel parlak, süslü. Şimşek.

BALKIR: (TR) Parıltı, ışık, şimşek.

BALKOÇ: (TR) (bkz. Balkı).

BALSAN: (TR) (bkz. Balım).

BARAK: (TR) Oğuzların Bayat boyuna mensup bir oymak. Gaziantep, Kilis ve Nizip çevresinde yaşarlar.

BARAN: (FAR) Yağmur.

BARANSEL: (FAR+TR) (bkz. Baran).

BARAY: (TR) Ezeli, öncesi olmayan, öncesiz.

BARBAROS: (İTA) Kırmızı sakal. Baba Oruç. Türk denizci kaptanı derya. Oruç Gazi'nin İtalyanlarca meşhur olan ismi. Kanuni döneminde yaşayan ünlü denizci. Barbaros Hayrettin olarak bilinmektedir.

BARIK: (TR) Sivri tepeler arasındaki uçurum, yüksek kayalıklardaki çatlaklıklar. Yeşillik, çayırlık yer.

BARIKHAN: (TR) (bkz. Barık).

BARIM: (TR) Varlık, servet, zenginlik.

BARIN: (TR) Bütün, hep. Güç kuvvet. Göğüs. Moğol devrinde Orta Asya'da büyük beyliklerden biri.

BARIŞ: (TR) Savaşsızlık durumu. 2. Savaştan sonra silah bırakma, uzlaşma. Dirlik, düzenlik.

BARIŞCAN: (TR) (bkz. Barış).

BARİK: (AR) Parıldayan. Nazik, dakik, ince.

BARKAN: (TR) Çöllerde rüzgarın esme yönüne dikey doğrultuda oluşan ay biçimindeki küçük kumsal külle. Hareketli kumul.

BARKIN: (TR) Yolculuk eden, yolcu gezgin.

BARLAS: (TR) Kahraman, savaşçı.

BARS: (TR) Kaplana benzeyen yırtıcı hayvan. Arı oğulu. Pars

BARTU: (TR) En eski Türk kağanlarından biri.

BASRİ. (AR) Gören, görme ile ilgili, görebilmek

BAŞAR: (TR) Başarılı ol, işi sonuçlandır.

BAŞARMAN: (TR) Yaptığı işi başarıyla sonuçlandıran.

BAŞAY: (TR) Birinci, ilkay.

BAŞBUĞ: (TR) Başkumandan, hükümdar.

BAŞEĞMEZ: (TR) Buyruk altına girmeyen, kişilikli.

BAŞER: (TR) (bkz. Başar).

BAŞİR: (AR) Müjdeci. Güler yüzlü, mesut, mutlu. (bkz. Beşir).

BAŞKAYA: (TR) Kayaların başı, güçlü, kuvvetli.

BAŞKAYNAK: (TR) İlk kaynak. Ana kaynak.

BAŞKUR: (TR) Türk çadırlarının çevresindeki kanatlan örten bölümlerin üst tarafına bağlanan kuşak.

BAŞKURT: (TR) Ural dağlan güneyinde yaşayan ve Türklerin Kıpçak kolundan olan bir boy. Asıl ismi Başkırt'tır.

BAŞKUT: (TR) Kutlu, talihli kimse.

BAŞOK: (TR) Önde olan yiğit.

BAŞOL: (TR) Başta ol, önder ol.

BAŞÖZ: (TR) Önemli soydan gelen.

BAŞSOY: (TR) (bkz. Başöz).

BAŞTUGAY: (TR) (bkz. Başok).

BAŞTUĞ: (TR) (bkz. Başman).

BATIBOY: (TR)Türklerin göç sonucu batıya yerleşen oymakları.

BATIHAN: (TR) (bkz. Batı).

BATI: (TR) Güneşin battığı yön ve bu yöndeki ülkeler.

BATIKAN: (TR) Batı+ Khan Batının Hanı ya da Batının Kanı anlamında

BATIR: (TR) Yiğit, kahraman, bahadır.

BATIRAY: (TR) (bkz. Batır).

BATIRHAN: (TR) (bkz. Batır).

BATTAL: (AR) Cesur, kahraman. Pek büyük.

BATU: (TR) Üstün gelen, gücü yeten, galip.

BATUĞ: (TR) (bkz. Batu).

BATUHAN: (TR) Altınordu devletinin kurucusu (1204-1255). Cengiz Han'ın torunu.

BATUR: (TR) Kahraman, yiğit, cesur, bahadır.

BATURALP: (TR) Yiğitler yiğidi.

BATURAY: (TR) (bkz. Batur).

BATURHAN: (TR) (bkz. Batur).

BAVER: (FAR) inanma, güvenme. Sağlam, pek doğru.

BAYAR: (TR) Ulu, yüce saygın, soylu. Ekilmemiş toprak.

BAYAZID: (AR) (bkz, Bayezit).

BAYBARS: (TR) Bahri Memlüklerin sultanı olup Kıpçak ülkesinde doğmuştur.

BAYBAŞ: (TR) Zengin, ileri gelen, saygın.

BAYBEK: (TR) (bkz, Baybaş).

BAYBORA: (TR) Fırtına.

BAYCAN: (TR) (bkz. Baybaş).

BAYÇA: (TR) Zengin, varlıklı.

BAYDAK: (TR) Bayrak.

BAYDAN: (TR) Şımarık, gururlu, kendini beğenmiş.

BAYDAR: (TR) Kırım yarımadasında Sivastopol şehrinin güneyinde tartada bir Türk köyü. Güzellik ve bereketiyle ünlüdür.

BAYDIR: (TR) Güçlü, kuvvetli.

BAYDU: (TR) İlhanlı devleti hükümdarı Hulagunun torunu. 11 ay İlhanlı devleti hükümdarı oldu.

BAYDUR: (TR) Güçlü, kuvvetli, cesur.

BAYDURALP: (TR) (bkz. Baydur).

BAYER: (TR) Zengin, varlıklı kimse.

BAYEZİT: (AR) Çeşitli zamanlarda yaşamış Osmanlı şehzadelerinin genel adı.

BAYGÜÇ: (TR) Zengin ve güçlü kimse.

BAYKAN: (TR) (bkz, Baygüç).

BAYINDIR: (TR) İmar edilmiş, mamur.

BAYKAL: (TR) Yaban kısrağı. Deniz. Moğolistandaki büyük göl

BAYKAM: (TR) Hekim, doktor.

BAYKAN: (TR) Bay soyundan, zengin.

BAYKARA: (AR) Bir kuş türü. Malı çok olan. Böbürlenerek, salınarak yürüme.

BAYKOCA: (TR) Varlıklı, saygın.

BAYKURT: (TR) (bkz. Baykoca).

BAYKUT: (TR) Kutlu talihli.

BAYKUTAY: (TR) (bkz. Baykut).

BAYMAN: (TR) Varlıklı, saygın.

BAYRAKTAR: (FAR) Bayrak taşıyan.

BAYRAM: (TR) Neşe ve sevinç günü. Dini ya da milli bakımdan özel değeri olan ve milletçe kutlamalar yapılan gün veya günler.

BAYRI: (TR) Çok eski zamanlarda var olmuş, eskiden beri var olan.

BAYRU: (TR) (bkz. Bayrı).

BAYRUALP: (TR) (bkz. Bayru).

BAYRUHAN: (TR) (bkz. Bayru).

BAYSAL: (TR) Soylu, ünlü kişi.

BAYSAN: (TR) Zengin, tanınmış.

BAYSU: (TR) (bkz. Baysan).

BAYSUNGUR: (TR) Akkoyunlu hükümdarlarından.

BAYTAL: (TR) Kısrak. 2. Bayır, yokuş.

BAYTEKİN: (TR) (bkz. Baytal).

BAYTUGAY: (TR) (bkz. Tugay)

BAYTÜZE: (TR) (bkz. Tüze).

BAYTÜZÜN: (TR) (bkz. Tüzün).

BAYÜLKEN: (TR) (bkz. Ülgen).

BEDAYİ: (AR) Eşi benzeri olmayan güzel, mükemmel, yeni şeyler.

BEDEL: (AR) Değer, kıymet. Bir şeyin yerine verilen, yerini tutan şey, karşılık.

BEDİ: (AR) Bir şeyi örneği olmadığı halde meydana getiren. Yoktan vareden. Allah'ın 99 isminden birisidir. Güzel, güzellik.

BEDİD: (FAR) Meşhur, görünür, açık meydanda.

BEDİH: (AR) Şan ve şerefi büyük olan.

BEDİHİ: (AR) Besbelli, açık-apaçık.

BEDİR: (AR) Dolunay, ondört gecelik ay.

BEDİRHAN: (FAR) İleri görüşlü, aydın lider.

BEDREDDİN / BEDRETTİN: (AR) Din'in nuru, ışığı. Dinin aydınlığı, dinde bilgelik.

BEDRİ: (AR) Er. 1. İçi altın dolu kese. Ay'la ilgili, ayın ondördü gibi güzel.

BEDRÜLCEMAL: (AR) Ay yüzlü.

BEDÜK: (TR) Büyük, yüce, gösterişli, önemli.

BEDİR: (AR) Ayın ondördü. Dolunay. Ay.

BEDİRHAN: (AR-TR) Ay+ Han gibi Bedir + Han

BEDRETTİN: (AR) Bedreddin. Ayın ondördü gibi ışık saçan, temiz ve yüce

BEDRİ: (AR) Ay gibi, aya benzeyen, Aya ait

BEHÇET / BEHCET: (AR) Sevinç. Güzellik, güleryüzlülük. Şirinlik.

BEHİÇ: (AR) Şen, güzel, güleryüzlü adam.

BEHLÜL: (AR) Çok gülen, çok gülücü. Hayır sahibi, çok iyi adam.

BEHMAN: (FAR) Filan filanca. Fars takviminde 11. ay'a ve her ayın 2. gününe karşılıktır.

BEHMAR: (FAR) Çok ziyade, fazla.

BEHNAN: (AR) Güleç, güler-yüzlü, iyi huylu ve daima gülen adam.

BEHRAM: (FAR) Merih yıldızı. Her ayın 20. günü.

BEHZAD / BEHZAT: (AR) Ressam, minyatürcü.

BEKATA: (TR) İleri gelen, saygın. Soylu, isim yapmış sülaleden.

BEKBARS: (TR) (bkz. Bekata).

BEKDEMİR: (TR) (bkz. Bekata).

BEKDİL: (TR) Doğru sözlü, mert. Gönlü zengin.

BEKİL: (AR) Yakışıklı, süslü delikanlı, genç.

BEKİR: (AR) Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse, bakir.

BEKRİ: (AR) El değmemiş, Bakir, Tertemiz, bozulmamış.

BEKRİYE: (AR) Her şeyin evveli, ilk çocuk. Genç ve taze kız. Dişi deve yavrusu.

BEKSAN: (TR) Tanınmış, ünlü,  (bilgi yelpazesi.net) saygın. Bey ünvanı taşıyan.

BEKTAŞ: (FAR) Yaşıt, Akran. Eş, müsavi.

BEKTÖRE: (TR) Güçlü, değişmez töreleri olan, törelerine bağlı.

BENDER: (FAR) Deniz veya büyük nehir üzerindeki liman. Ticaret limanı.

BENGİ: (TR) Sonu olmayan, hep kalacak olan, sonsuz, ebedi.

BENGİALP: (TR) (bkz. Bengi).

BENGİSAN: (TR) (Bengi).

BENGİSOY: (TR) (bkz. Bengi).

BERA: (AR) Fazilet. Seçkin olma vasfı. Olgunluk.

BERAT: (AR) Resmi belge, imtiyaz belgesi.

BERCA: (FAR) Yerinde tam doğru ve münasip.

BEREN: (TR) Güçlü, kuvvetli, akıllı.

BERGİN: (TR) (bkz. Berkin).

BERHUZ: (FAR) Dağarcık, torba.

BERİ: (AR) Salim, kurtulmuş. Temiz, Arınmış.

BERİD: (AR) Haberci.

BERİN: (FAR) En yüksek, çok yüce. Soylu.

BERK: (TR) Sağlam, kuvvetli. Katı, sert. Şiddetli.

BERKA: (AR) Kuzey Afrika'da eski bir şehir.

BERKAN: (AR) Şakıma, parıldama. Kıvırcık tüylü kuzu postu kürkü.

BERKANT: (TR) Güçlü, bozulmaz, yemin.

BERKAY: (TR) (bkz. Berk).

BERKE: (TR) Kama. Altınordu hükümdarı.

BERKEL: (TR) Güçlü el.

BERKER: (TR) Güçlü, sağlam kişilikli.

BERKİ: (TR) Şimşek gibi parlak.

BERKİN: (TR) Sağlam güçlü kuvvetli.

BERKKAN: (TR) Güçlü soydan gelen.

BERKMAN: (TR) Güçlü, sağlam, kişilikli.

BERKSAN: (TR) Güçlü tanınan kimse.

BERKSOY: (TR) (bkz. Berksan).

BERKSU: (TR) Soğuk ve keskin su.

BERKÜN: (TR) Sağlam, güçlü tanınmış.

BESALET: (AR) Korkusuzluk, yüreklilik.

BESİM: (AR) Güleryüzlü, güleç adam.

BEŞAREDDİN / BEŞARETTİN: (AR) Dinin müjdesi.

BEŞİR: (AR) Müjde getiren müjdeci. Güleryüzlü güleç adam.

BETİK: (TR) Yazılı olan şey, yazılmış yapıt.

BETİM: (TR) Bir nesnenin kendine özgü belirtilerini tam ve açık bir biçimde, söz ya da yazıyla anlatma, tasvir. Herhangi bir şeyin resmi ya da heykeli.

BEYAN: (AR) Bildirme, söyleme, açıklama. Belli apaçık.

BEYATİ: (AR) Gece uyuma, gece iş görme, geceyi işiyle geçirme. Türk müziğinin en eski makamlarından.

BEYAZIT: (AR) (Bkz. Bayezit)

BEYBOLAT: (TR) Çelik gibi güçlü, saygın kimse.

BEYBARS: (TR) (bkz. Baybars).

BEYCAN: (TR) (bkz. Beybolat).

BEYHAK: (AR) Horasan'ın Nişabur eyaletinde bir bölge.

BEYKAL: (TR) (bkz. Beycan).

BEYKAN: (TR) (bkz. Beycan).

BEYREK: (TR) Çok nazik, efendi, bey. Hüzünlü.

BEYSAN: (TR) (bkz. Beycan).

BEYSUN: (TR) Nazik insan.

BEYZADE: (FAR-TR) Beyoğlu. Soylu kimse.

BİCAN: (FAR) Cansız, ruhsuz. Canını esirgemeyen, şehit.

BİLAL: (AR) Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık.

BİLAN: (TR) Süslü ve işlemeli kılıç kemeri.

BİLAY: (TR) Ay gibi asil ol.

BİLDAR: (FAR) Bel, belleyen, yer kıran, kürek çeken.

BİLEK: (TR) Güç, kuvvet.

BİLEN: (TR) Bilgili, görgülü, anlayışlı.

BİLGE: (TR) Bilgili, iyi geniş, derin, bilgi sahibi kimse.

BİLGEALP: (TR) (bkz. Bilge).

BİLGEHAN: (TR) Göktürk hakanı (683-734). Babası Kutluğ İlteriş Han'dır.

BİLGEKAĞAN: (TR) (bkz. Bilge). Bilge Kağan (683-734). Göktürk hakanı. İkinci Göktürk hanedanlığının kurucusu.

BİLGEKAN: (TR) Bilgin soydan gelen.

BİLGER: (TR) Akıllı, bilgili, bilge, bilgin.

BİLGİN: (TR) Bilgili kişi,alim.

BİLKAN: (TR) Bilgili.

BİLMEN: (TR) Bilen, anlayan, bilgili.

BİLTAY: (TR) (bkz. Bilmen).

BİNALİ: (AR) Ali'nin oğlu.

BİNALP: (TR) Yiğitler.

BİNKAN: (TR) Soylu kanlar.

BİRANT: (TR) Özel, tek yemin. Özelliği olan yemin.

BİRAT: (TR) Asil, soylu, bir aileye mensup. İlk erkek çocuğa verilen isim.

BİRAY: (TR) Ay gibi tek, eşsiz.

BİRCAN: (TR) Tek, eşsiz.

BİRGE: (TR) Kamçı. Birlikte, beraber.

BİRGİT: (TR) Birleşik, birleşmiş, birlik almış.

BİRHAN: (TR) Tek yönetici.

BİRKAN: (TR) Soylu.

BİRKE: (AR) Büyük havuz. Gölcük. Göğüs.

BİROL: (TR) Tek ad, bir ol.

BİRTAN: (TR) Bir tane, tek.

BİRUN: (FAR) Dışarı. Dış harici. Osmanlı Devleti'nde saray dışında görevli memurlar.

BİSTAMİ: (FAR) (bkz. Bistem).

BİSTEM: (FAR) Horasan eyaletinde El-Bürz eteklerinde bir şehir. 2. Bistam tarafından kurulduğu için bu ismi almıştır. Elmaslarıyla ünlüdür.

BİŞAR: (FAR) Esir tutsak. Altın, gümüş kakmalı işlemeler. Saçılan şey, saç. Güçsüz, dermansız.

BOĞAÇ: (TR) Küçük yaşta boğa öldürdüğü için kendisine bu ad verilen, Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman. Dirse Han'ın oğlu.

BOĞAÇHAN: (bkz. Boğaç).

BOĞATAŞ: (TR) Ünlü Türk beylerinden biri.

BOLGAN: (TR) Eski Türk adlarından.

BOLHAN: (TR) (bkz. Bolgan).

BORA: (İTA) Araziden çıkan şiddetli rüzgar.

BORAN: (Tür.) Rüzgar, şimşek, gökgürültüsü, sağanak yağmurun birlikte olduğu iklim olayı.

BORANALP: (bkz. Boran).

BORATAY: (bkz. Boran).

BOYLAN: (TR) Kibirli, mağrur.

BOYRAZ: (TR) Kuzey rüzgarı.

BOYSAN: (TR) Uzun boylu, yakışıklı delikanlı.

BOYSEL: (TR) Uzun boylu.

BOZBEY: (TR) Kır beyi, gri.

BOZBORA: (TR) Fırtına.

BOZDOĞAN: (TR) Bir şahin türü.

BOZER: (TR) Beyaz tenli.

BOZKAYA: (TR) (bkz. Bozer).

BOZKURT: (TR) Göktürk efsanelerinde yer alan kutsal hayvan.

BOZUN: (TR) Büyük Selçuklu emirinin adı. Sürülmemiş tarla.

BOZYEL: (TR) Yağmur getiren lodos rüzgarı.

BOZYİĞİT: (TR) (bkz. Bozer).

BÖKE: (TR) Kahraman, güçlü kimse. Önder, başkan, reis. Kabadayı, cesur efe. Güreşçi, pehlivan.

BÖRÇETİN: (TR) Tarihçilere göre Türkleri Ergenekon'dan kurtaran demircinin adı.

BUDAK: (TR) Ağacın dal olacak sürgünü. Dal. Dalın gövde içindeki sert bölümü.

BUDUN: (TR) Halk, kavim, ahali.

BUDUNALP: (bkz. Budun).

BUĞRA: (FAR) Büyük erkek deve, iki hörgüçlü deve. Turna kuşu, sürünün önünde uçan turna.

BUĞRAHAN: (FAR-TR) Bkz. Buğra

BUHRİ: (AR) Tütsüye ait. Denize ait.

BUKA: (AR) Ülke, yer. Büyük bina. Ben, benek.

BULAK: (TR) Kaynak, pınar, çeşme.

BULUT: (TR) Su buharlarının yoğunlaşmasıyla meydana gelen ve gökyüzünde farklı yükseklikte bulunan kütle.

BUMİN: (TR) Baykuş, Puhu kuşu. Göktürk devletinin kurucusu (Öl. 552).

BUMİNHAN: (TR) (bkz. Bumin).

BURAK: (AR) Berk sözcüğünden (Yıldırımdan) türetilmiştir.

BURÇ: (AR) Süryanice Burgus kelimesinin (bilgi yelpazesi.net) Arapçalaştırılmış biçimi.Kalenin köşelerine yapılan daha yüksek ve daha kalın çıkıntı kule. Güneşin ayrıldığı oniki kısımdan herbiri.

BURÇAK: (TR) Baklagillerden, taneleri yemiş olarak kullanılan bir bitki.

BURÇHAN: (TR) (bkz. Burç).

BURHAN: (AR) Delil, kanıt. İlahi aydınlık.

BURHANEDDİN / BURHANETTİN: (AR) Dinin delili.

BURKAN: (Tür.) Uygur Türklerinin Budaya verdikleri ad.

BURKHAN: (TR) Put, heykel, Buda heykeli.

BUYAN: (TR) Mutluluk, uğur, talih.

BUYRUK: (TR) Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı güç. Emir. Direktif.

BUYRUKALP: (bkz. Buyruk).

BÜLENT: (FAR) Yüce yüksek, ala, ulu.

BÜNYAMİN: (AR) Yakup peygamberin en küçük oğlu. İbranice Sözcük anlamı: Sağ elin oğlu

BÜRGE: (TR) Bir yerde duramayan canlı, taşkın kimse.

BURKAN: (AR) Yanardağ, volkan.

 

ERKEK İSİMLERİ VE ERKEK İSİMLERİNİN ANLAMLARI ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

..

1. **Yorum**
->Yorumu: ADIM BÜLENT ANLAMI YÜCE 
->Yazan: .

>>>YORUM YAZ<<<
Not: Yorum Yaz Bölümünden Yazılar Da Gönderebilirsiniz. Yazıyı belgenizden kopyalayıp
aşağıdaki
Yorumunuz Kutucuğu
'na yapıştırmanız yeterli...

Adınız:
Yorumunuz:


Yorumunuzda Silmek istediğiniz kelime veya cümle varsa kelimeyi fare ile seçin
ve delete tuşuna basın...

 


 E Mail
(Zorunlu Değil):