|
SAĞLIK
FAZLA ŞEKER TÜKETİMİNİN ZARARLARI NELERDİR?
Fazla Şeker Tüketiminin Zararları Nelerdir?
Şeker, günlük hayatta en fazla tüketilen besin maddeleri arasında yer alır. Çay, kahve, çeşitli içecek türevlerinde, yediğimiz tatlılarda ve farklı gıda paketlerinde farklı bileşenler şeklinde şeker bir şekilde karşımıza çıkar. Yeni nesil gıdalar, çoğunlukla doğal özelliklerini kaybettikleri için ciddi anlamda şeker içerir. Farkında olmadan zamanla vücudumuz bir şeker deposuna dönüşür.
''Beyaz şeker'' şeker pancarından elde edilen ve mineral, protein, yağ ve vitamin anlamında vücuda hiçbir artı değer katmayan özellikler içerir. Dolayısıyla beyaz şeker vücudun hiçbir şekilde ihtiyaç duymadığı bir bileşendir. Fruktoz şurupları gibi fayda bakımından boş bir içeriktir.
Günlük alınabilecek şeker miktarının erkekler için 35 gram (150 kalori), kadınlar için de 20 gram (100 kalori) olması gerektiğini Amerikan Kalp Cemiyeti'nin yayınladığı raporlarda yer alır. İnsan vücudu, belirli bir sınırdan sonra şekeri tolere edemediği için fazla şeker, farklı hastalıklar şeklinde ortaya çıkar. Bu da zamanla ciddi sağlık sorunlarına neden olur.
İnsan vücudunun normal kalori ihtiyacının %10'undan fazlasını içermemesi gerektiğini ortaya koyan bilimsel araştırmaların tersine çoğu kişi ölçü tanımaksızın doğrudan veya dolaylı olarak şeker tüketir. Yapılan birçok önemli bilimsel çalışma günlük 40 ile 120 gram arası şekerin tüketildiği sonucunu ortaya çıkarmıştır. Bu, günlük vücut ihtiyacının dört katı kadar bir tüketim anlamına gelir.
Fazla şeker tüketiminin insan sağlığına başlıca zararlarını şöyle sıralayabiliriz:
1. Obezite
Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık, vücutta fazla oranda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken çok önemli bir hastalıktır. Obezite, birçok uzman tarafından kanserden daha tehlikeli bir hastalık olarak kabul edilir. Yapılan birçok bilimsel çalışma obezitenin temel nedenlerinden birinin fazla şeker tüketimi olduğunu ortaya koymaktadır. Şekerde alınan enerji miktarının, metabolizma ve fizik aktivite ile tüketilen enerji miktarını aştığı durumlarda karaciğer bu durumda şekerin bileşeni olan fruktozu yağ olarak depolar. Bu da bel çevresinden başlayarak vücutta ciddi bir yağlanmaya dolayısıyla ciddi bir sağlık sorunu olan obeziteye dönüşür.
2. Hafıza Sorunları
Kan şekerinin hızlıca yükselmesi durumu aynı zamanda hızla düşmesine de neden olur. Bu da konsantrasyonu düşürür. Böylece bilişsel işlevler normal seyrinden yavaşlar. Hafıza da bundan olumsuz etkilenir. Hatta fazla şeker tüketiminin beyin iltihaplanmalarına yol açtığı dahi iddia edilir. Kan şekerinin uzun bir süre normal değerlerin üzerinde olması beynin küçülme riskini ortaya çıkarabilir. Fazla şeker tüketimi odaklanma güçlüğü, hafıza kaynaklı dikkat eksikliği, öğrenme sorunlarının da nedenleri arasında yer alır.
3. Cilt Kırışıklığı
Cilde esneklik ve güç veren kolajen, şekerli besinlerin fazla tüketilmesinden oldukça negatif etkilenir. Şeker molekülleri vücutta fazla miktarda bulunduğunda proteinin yapısını değiştirir. Bu durumda cildin en önemli yapıları olan kolajen ve elastin proteinleri zarar görür. Kolajen dokusunun şekerlenmesi cilt kırışıklarının artmasına sebep olur.
4. Kalp Damar Hastalıkları
Yapılan birçok önemli bilimsel araştırma gereğinden fazla şeker tüketiminin kalp-damar sağlığı açısından ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ortaya çıkarmıştır. Aşırı tuz tüketen insanlarda buna ek olarak aşırı şekerli içecek tüketimi de artmakta ve bu da kan basıncını oldukça yükseltmektedir. Kanın basınç yüksekliği kalbi oldukça yorar. Şeker, kötü kolesterol olan LDL ve trigliseridlerin yükselmelerine sebep olup damar tıkanıklığına neden olur. Damarların içerisindeki bu parçacıkların artması da kalp krizi riskini yükseltir. Bu nedenle kalp ve damar sağlığı için şekeri mutlaka ölçülü kullanmak oldukça önem taşır.
5. Karaciğer Yağlanması
Karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinde gereğinden fazla yağ depolanması ve birikmesi durumudur. Normal şartlarda karaciğerde az miktarda yağ bulunur. Fazladan şeker tüketmek trigliseridlerin yükselmesine neden olarak karaciğer yağlanmasını doğrudan tetikler. Fazla früktoz obeziteye, obezite de karaciğer yağlanmasına neden olduğu için fazla şeker tüketimi dolaylı olarak da karaciğer yağlanmasını oldukça hızlandırır.
6. Bağışıklık Sisteminde Zayıflık
Bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma görevi yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamı olan bağışıklık sistemi fazla şeker tüketiminden çok fazla zarar görür. İnsan sağlığı için çok önemli bir bileşen olan C vitamini şekerin fazla tüketilmesi sonucu bağışıklık hücreleri tarafından kullanılamadığı için bu durumda bağışıklık önemli oranda zayıflamaya başlar. Bu da vücudun birçok hastalığa karşı savunmasız kalmasına sebep olur. Kısacası ne kadar çok şeker tüketilse vücudun en önemli sistemlerinden olan bağışıklık sistemi de o kadar fazla bu durumdan olumsuz etkilenir.
7. Kanser Riski
Yapılan birçok önemli bilimsel araştırma özellikle şekerli gıdaların fazla tüketilmesinin pankreas kanserinin gelişim riskini 1,5 kat arttırdığını ortaya çıkarmıştır. Yine fazla şeker tüketimi, kansere tekrar yakalanma riskini de önemli oranda artırabilir. Kandaki insülin yüksekliği ve insülin direnci kalın bağırsak kanseri, meme kanseri, rahim kanserinin önemli nedenleri arasında yer alır. Yapılan birçok bilimsel çalışma besinlerin glisemik yükü ile meme, kolorektal (kolon), endometrium (rahim ağzı) ve pankreas kanserleri arasında pozitif bir ilişki olduğunu ortaya çıkarmıştır.
8. İnsülin Direnci
Gün içinde alınan şeker miktarını enerjiye dönüştürebilmek için insülin hormonuna ihtiyaç duyulur. İnsülin, kan şekerinin düzenlemesine her zaman yardımcı olur. Karaciğer, yağ ve kas dokusu gibi bölgelerde insüline karşı duyarsızlığın ortaya çıkması sonucu insülin direnci ortaya çıkar. Bu durumda kandaki şeker enerjiye dönüşmez ve vücutta yüksek seviyelerde seyreder. Yüksek şeker oranı insülin direncine, insülin direnci de metabolik sendrom, obezite, tip 2 diyabet ile kalp damar hastalıklarını önemli oranda tetikler.
9. Diş Çürükleri
Şeker tüketimi ve diş çürükleri oransal olarak genellikle paralel hareket etmektedir. Bakterilerin dişin mine tabakasını aşındırarak zedelenmesi sonucu oluşan diş çürükleri şekerin tüketim şeklinin önemli bir sonucudur. Ağzımızda farklı pek çok bakteri yaşar. Basit şekerlerle beslenen zararlı bakteriler şekeri aside dönüştürerek asidik bir ortamın oluşmasına zemin hazırlar. Bu da başta da belirttiğimiz gibi asitlerin, diş minesinin üst tabakasında bulunan dişlerimizin korumasını sağlayan mineralleri çözmesi sonucu diş çürüklerinin ortaya çıkmasına sebep olur.
10. Mutsuzluk
Serotonin, bir insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi verdiği için mutluluk hormonu olarak bilinir. Serotonin eksik olduğu durumda insanda yorgun, sıkılgan, mutsuz bir ruh hali ortaya çıkar. Fazla şeker tüketimi de mutluluk hormonunun salgılanmasını fazlaca tetikler. Bu, zamanla vücut bağımlılığına neden olur. Bir süre şeker tüketimi azaltıldığı veya tamamen terk edildiği zaman beyinsel bağımlılık mutsuzluğu ortaya çıkarır. Şekerin yol açtığı bu beyinsel esareti ortadan kaldırmanın yolu şekeri her zaman ölçülü tüketmektir.
11. Yorgunluk ve Bitkinlik
Kişinin kendisini bitkin ve yorgun hissetmesinin önemli nedenlerinden biri de yediği şekerli besinlerden sonra kan şekerinde artış yaşanmasıdır. Kan şekerindeki her artış enerjimizin önemli oranda düşmesine neden olur. Bu da genellikle aldığımız glikoz miktarının vücut tarafından uygun bir şekilde alınmadığı anlamına gelir. Dolayısıyla sürekli yorgun ve bitkin olmamızın önemli sebeplerinden birinin de ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi bize sağlamayan glikoz olduğu ortaya çıkmaktadır.
"EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER
" SAYFASINI GÖRMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
>>>YORUM YAZ<<<